İşte O Yazı...
15 Temmuz darbe girişimi ve Türkiye’de darbe gerçeği. Ne yapmalı…
15 Temmuz 2016 tarihinde, saatler 22’ yi gösterdiğinde Türkiye uzun zamandır unuttuğu ve artık mümkün değil, olamaz dediği bir vahim olayla karşı kaşıya kalıyordu.
Türkiye’de darbe oluyordu.
Aslında Türk tarihinde çok çok eski bir gelenekti darbe.
O gece Türkiye bu darbe girişimi ile bir şeyi fark etti.
Gerekli yapısal reformları yapılmadığı ve demokratikleşme tüm kesimlerce içselleştirilmediği müddetçe her zaman darbe tehlikesi olabiliyormuş.
Hain FETÖ mensubu bir kısım sergerde o gece başta Ankara ve İstanbul olmak üzere Türkiye’ye büyük zarar verdiler. Kan akıttılar… İsyan çıkardılar.
Aslında bu hareket darbeden ziyade terörist bir isyan hareketi idi.
Sonradan öğreniyoruz ki, uzun süren bir hazırlık yapılmış. Planları tam işlememiş. Darbe saati erkene alınmış. TSK’dan tam destek alamamış , Cumhurbaşkanı’mızı ele geçirme planları akamete uğramış vs..
Eğer o gece Genelkurmay başkanı darbe belgesini imzalasa idi,
Darbe tam saatinde yani sabah 03’te başlasaydı ve daha da kötüsü darbe başlamadan önce Cumhurbaşkanı, Başbakan ve parti genel başkanları gibi üst düzey ele geçirilmiş olsaydı Türkiye ertesi güne ne kadar süreceği belli olmayan bir kabusla uyanacaktı.
Hayatları boyunca, çift kişilikli yaşamış, ortaya çıkmamak için tedbir üstüne tedbir yapan şizofren ve paranoyak kişilerin, ülkeyi nasıl yöneteceğini hayal bile edemiyorum.
Elbette bu darbe uzun süreli olamayacaktı. Belki 1 ay bile sürmeyecekti. İlk maaş günü memurun maaşını ödeyemeyeceklerdi.
Ama ne fark eder ki, memleket darbecinin umurumda değil. Gözlerini kin ve nefret bürümüş, neye hizmet ettiklerini kimsenin tam anlamıyla bilemediği bir tahrip hareketi çoktan başlamış olacaktı.
Allah bu Aziz millete yine yardım etti ve hainlerin planları bozuldu ve bu vatanı büyük bir felaketten korudu.
15 Temmuz sonrası asıl üzerinde düşünülmesi gereken soru, Artık darbesiz Tam Demokratik bir Türkiye için neler yapılmalı?
Bu konuda naçizane önerilerim şunlardır;
1- Öncelikle TSK veya Emniyet gibi silahlı güçler içerisinde hiçbir grup ve cemaatin aşırı güçlenmesine izin verilmemeli. Liyakati ve objektif yükselmeyi sağlayan bir terfi sistemi getirilmeli.
2- Böyle bir kalkışmaya yeltenenler için caydırıcı ceza ve müeyyideler olmalı. Mesela vatana ihanet sucu kapsamında bu işe kalkışanların kısa sürede idam edilebilmesi veya affa uğramaksızın ömür böyu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması için kanuni düzenlemeler yapılmalı. Bu bağlamda darbeyi başlatan üst rütbeli generaller dışında uygulamayı ortaya koyanlar, tankları sürenler, uçağı kaldıranlar, sivil halka ateş edenler yani milletin kendi öz evlatları, rütbesiz erler konusunda da düzenlemeler yapılmalı. Rütbesiz er, emir komuta içerisinde “ben sadece komutanımın emrini yerine getirdim” diyememeli. Kanunsuz emre itaat olamaz. Nasıl ki komutan kendini pencereden at dediğinde rütbesiz er bu emri uygulamazsa; darbe amaçlı tankı sür, uçağı kaldır, bomba at, ateş et gibi emir ve talimatları yapmalarının kesinlikle yasak olduğu ve bunu yaparlarsa komutanları ile birlikte aynı cezayı alacağını bilmeli.
3- Silahlı unsurlardaki her türlü darbe meyilli olabilecek grupların istihbarati takibini yapmak. Bu konuda bir zafiyet olduğu görüldü. Daha yakın ve etkili bir istihbarat monitarizasyonu olmalı.
4- Her önleme rağmen böyle bir darbe olursa devlet ve millet olarak ne yapacağımız bilinmeli. Yani Acil eylem planları, Sivil Savunma Planları, Kriz Yönetimi gibi unsurları harekete geçirilmeli.
O gece Ankara büyükşehir belediyesinin veya Denizli ve Malatya valiliğinin yaptığı önlemleri daha da yaygınlaştırmak ve profesyonalleştirmek lazım.
5- Şu anda olduğu gibi böyle bir girişim başladı ve başarısız oldu diyelim. Toplum ve devletin rehabilitasyonu için neler yapılacağı da bilinmeli. Olası bir iç karışıklık veya ayaklanma nasıl önleneceği konusunda hazırlıklı olunmalı.
Bütün bu risklere rağmen Türkiye zor bir coğrafyada, iç ve dış birçok düşmanla mücadele etmektedir. Bu nedenle her zaman güçlü bir orduya ihtiyacı vardır. Türk milleti zaten asker millettir. Askeri ve ordusu ile güven içerisindedir. Ordumuz güçlü olmalıdır. Ne yazık ki Ergenekon, balyoz ve bu son vahim olayda ordumuz üst kademesindeki tasfiyeler nedeniyle bir zafiyet oluşmasına izin verilmemelidir. Hatta bu şer olayı bir fırsat bilerek daha hızlı ve dinamik karar alıp sevk ve idare edecek yeni bir komuta kademesi dizayn edilmelidir.
Allah bu millete bir daha böyle bir gece yaşatmasın.
Vatanı için gözünü kırpmadan tankların önünde, göğsünü silahlara siper eden Aziz milletimize ve bu uğurda şehadete yürüyen kardeşlerime saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Kaynak:http://www.maksadistihdam.com/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.