BU ZAMANDA İLKELİ VE DÜRÜST OLMAK ÇOKMU ZOR
İLKELİ OLANLAR HAKSIZLIĞA MARUZ KALIYOR...
Dürüst ve ilkeli olmak ahlaktır; dinin özüdür. Eğer dürüstlük ve ilkeler yok ise din; estetik şekiller, kalıplar ve seslerden öteye geçmez.
Dürüstlük; her yerde, her zaman ve her konuda, kendi aleyhimize de sevdiklerimizin aleyhine de olsa, sadece doğruların ve dürüstlerin yanında, yanlışların ve yanlış yapanların karşısında yer almaktır. 4Nisa/135
Özellikli mü’min olmak her insanın amacı olmalıdır. İlkeli olmadan da maalesef özellikli mü’min olunamıyor. Ya ilkeli olup, ilkeli bir mü’min gibi yaşayacaksınız ya da gaflet içinde yaşayan bir mahlûk olarak ölüp gideceksiniz. İlkeli olmak birçok insanın işine gelmez zira onlar herkesi kendinden daha az zeki ve aptal zannederler. Bireysel ve toplumsal uyuşukluğun temelinde ilkesizlik yatar. Sorunların temel kaynaklarından biri de insanların, genelde yollarını çizerken, hayatlarına yön verirken ilkeler den hareket etmemeleri yatar. Eğer bu insanlar ilkeli Müslüman olurlarsa diğer Müslümanlara merhamet ile bakarlar.
İlkeli insanın özellikleri nelerdir? Yalan söylemezler, dedikodu yapmazlar, sır saklarlar, hak hukuk gözetirler, hakkı olmayan hiçbir şeye el uzatmazlar, kurallara uyarlar, kul hakkından korkarlar, insanları sevdikleri gibi hiçbir durumda da saygısızlık yapmazlar. Bir kişi veya bir olay hakkında hüküm verirken tarafsız davranırlar. İyiliksever ve merhametlidirler, paylaşırlar, hoşgörülüdürler.
İlkeli insan; iç şartlarını zaten yoluna koymuştur, bu arada dış şartlar ve karşılaşacağı hadiseler ne olursa olsun, varlığının ve güvenliğinin temeline değişmeyen, eğilip bükülmeyen, her durumda geçerliliğini koruyan doğru ilkeleri koymuştur. Hayatına yön veren doğru ilkeleri, hayatındaki deneyimleri ve başka insanların tecrübeleri aracılığıyla güçlendirmesini bilir. Hareket merkezine koyduğu doğru ilkeleri hem kendini değiştirme, hem de geliştirme ölçüsü olarak görür.
Önyargılı değillerdir. Kurnazlık yapmazlar. İnsana mü’min olduğu için saygı gösterirler. Riyakâr değillerdir. Dışları nasılsa içleri de odur. Sizinle konuşurken gözünüzün içine bakarlar. Para, şöhret, mal, mülk, makam ve mevki için ilkelerinden ödün vermezler. İlkeli insan hayatı kurallarına göre yaşayan insandır.
İlkeli insan; uzun süreli sonuçlardan oluşan ve geniş bir hayal gücünü içeren yargılara sahiptir. Kanaatleri akıllıca bir dengeyi, sükûnet içinde bir güveni yansıtır. Her şeyi başka türlü görebilir, üçüncü seçenekleri de hesaba katar ve bulur, farklı biçimde düşünmeyi becerir ve öylece de davranır.
İlkeli insan; güçlü insandır. O, gücünü sınırlandıran şeylerin, sadece doğal yasaları ve doğru ilkeleri anlayış ve izleyiş tarzı ile ilkelerin kendi doğal sonuçları olduğunun da çok iyi farkındadır. Onun için asıl olan ilkelerdir; bu nedenle başkalarının tutumları, davranışları ve hareketleri onu fazla kısıtlamaz; hele ilkelerini çiğnemesini hiç sağlayamaz. Eylem yeteneği kendi öz kaynaklarının kat kat üstündedir. Başka insanlarla verimli ilişkiler kurmasını, işler yapmasını çok iyi bilir. Kararlarını ve hareketlerini mevcut şartlara göre kısıtlamaz, bunlardan olumsuz etkilenmez.
Demiyor muyuz kâinatın bir nizamı var diye. İşte aynen ilkeli insan bu nizama göre yaşar. İlkeli insanın doğruları onun yaşamını düzenlediği kurallarıdır. İlkeli mü’minler tüm ülkelerde çok huzurlu ve mutlu yaşarlar. Zira onda tevhidi kurallar egemendir .Az gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda ilkeli insan için yaşam çekilmez hatta bir ıstırap haline gelebilir. Bu nedenledir ki günümüzde bir çok ülkede ilkeli insan bulmak zordur,bulsanızda dışlanırlar....
İlkeli hayatın sorunları, ilkesiz hayatın çözümlerinden daha zararsızdır.İlkeli olmak bir yol ayrımıdır: Gerçekten de ilkeli insan olmak, Müslüman insan için Kur’an merkezlilik, Allah odaklılık gibi zaten olması gereken insanî ve ahlakî bir duruştur.
Selam ve dua
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.