DİKKAT.! UZMANLAR SİZİ BARIŞTIRMAYABİLİR.!
Ne çok uzmanımız varda haberimiz yokmuş.Maşallah ekran dolusu uzman.Devlet hükümet bunları görmüyor bilmiyor mu.?Bu kadar bilgileri var konuşuyorlar da hala neden işler ters gidiyor.?
Dünyamızı kuşatan kâbusun yegane sorumlusu uzmanlardır diyebilir miyim emin değilim, ama kabus derinleştikçe sayıları en çok artanlar, gözleri en çok parlayanlar, sesi en çok duyulanlar onlar. Uzmanlar.
Kâbustan beslenenler ödüllendiriyor bu uzmanları. Sistemin uzman diye ödüllendirip önümüze sürdüğü bu otoritelerin, bu uzmanların geliştirdiği ekonomi en çok bankalara yarıyor mesela. Bu uzmanların şekillendirdiği eğitim sisteminin ürünleri ayrı bir külliyat konusu.
Uzmanları besleyenler sadece bir konunun bankamatiği gibi kullanmıyor uzmanları; o konuda aykırı sesleri susturmak veya en azından gürültüye boğmak için de kullanışlı oldukları açık.
Türkiye’de son zamanlarda sesleri en çok çıkan uzman türü Ortadoğu Uzmanları. Bu uzmanlar coğrafyamızın her karesine yayılan ve derinleştirilen kaostan besleniyor. Ve kaosun sadece İsrail’e, Körfez krallarının ve onları destekleyenlerin eşkiya düzenlerini devam ettirmeye yaramadığını kim iddia edebilir? Bu kaosun en azından yavaşlatılması için barış ve İslam birliği’ne vurgu yapan ve bu vurguyu Hükümetin uzantısı olmamaya özellikle özen göstererek yapan her mesajı, cılız bile olsa her sesi ve destekleyenleri linç etme çağrılarında bulunuyorlar. Bölge ülkelerinin sorunları çözmek için bir araya gelmesi, mesela Suriye konusunda Türkiye ve İran’ın gerekirse karşılıklı tavizler verip savaşı durdurmaya yoğunlaşması çağrılarını bile, kendilerine cömertçe verilmiş kürsü, köşe, mikrofon ve sitelerden akıl almaz bir linç goygoyculuğuyla boğmaya çalışıyorlar.
Bir özellikleri daha var: Düzeyleri onları besleyenlerin düzeylerinden daha iyi değil. Horoz resmi yaparken mahalledeki bütün horozları kesmek isteyen kötü ressamlar gibidirler.
Bu uzmanları kolayca tanıyabilirsiniz: İktidarın, gücün pozisyonu ne ise oradan konuşurlar. Pozisyon bir öncekinin tersi de olsa. Ve en kahramanca konuşanlardır onlar. En duygulananlar. Sözün hakikisi onlardaymış gibi konuşurlar. Katliam resimleri paylaşır, kendilerinden başka herkesin sessiz korkaklar olduğunu iddia ederler. Poz verirler cihad bölgelerinden.
Paramparça sokakları, delik deşik kubbeleri, zerafetin kabusuna dönmüş minareleri ve biçilmiş fidanlardan dökülen yapraklar gibi pıhtı pıhtı serilmiş cansız küçük melekleri, bin yıllık bahçelerin tuzla buz çiçeklerini; hepsinin resmini çekip duruyor ve gözlerimizin içine sokuyorlar. Şehvetle bastırıyorlar gözlerimize, kafatasımıza kazımak istercesine; ‘ümmet’ diyor kimi, kimi halk diyor, strateji, bahar,devrim ve diktatör. Dilimiz tutuluyor.
Ama’ diyen ‘nasıl’ diyen herkese, ‘biz biliyoruz sen bilmiyorsun’ diyorlar.Yağma düzeninin katlettiklerinin çığlıklarını da duymuyoruz artık sadece bu uzmanlar ve onların filtrelerinden geçen görüntüleri kardeşlerimizin, insanlarımızın. Uzmanlar ve katiller. Hangisi tarif edilmesi daha imkansız bilmiyorum.
Bu şaklaban güruhu ne zaman Bağdat’ın, Mescid-i Aksa’nın, Şam’ın, İstanbul’un, Mekke’nin köşe kapmaca oynayan uzmanları oldular emin değilim ama çirkin seslerinden başka her sese nefes almayı haram etmeye kararlı oldukları belli ve gittikçe arsızlaşıyorlar.Zor değil. Bugün bir Ortadoğu uzmanına ‘kes sesini de kardeşlerimizin çığlıklarını duyabileyim’ diyebiliriz. Sonra gidip boğmaya çalıştıkları cılız bir sesi duymaya, kötüledikleri işsiz bir yazarı okumaya çalışabiliriz. Böyle başlarsak belki kısa süre sonra kalkıp yürümeye de başlayabiliriz oradan. Onların seçtikleri ve servis ettikleri resimleri bir yana itip hakikati görmeye gidebiliriz. Gidip Adeviyye’de,Bağdat ta Gazze’de, Halep’de oturabiliriz. ‘Kesin ateşi de çocuklarımızı gömelim’ diyebilir ve ateş kesilene kadar orada kalabiliriz. Ve sonra lanetlemeye doymadıkları diktatörlerine tükürmeye gideriz. Sesimizi bu şarlatanlar keseceğine, gerçek kurbanlarla birlikte olmayı seçtiğimiz için kahpe bir kurşun kessin daha iyi.
Mescid-i Aksa,Bağdat,şam yıkılırken, diktatör katliamları üzerinden hepimizi küçük adam hırslarının goygoycularına indirgemek isteyen bu türedi uzmanların Mekke’yi de yıkmalarına engel olabiliriz.Bugün, bu liyakatsizlere, katliam taciri, ağzı klişelerle köpüren her uzmana, her şarlatana, küçük hırslarının bize ödettiği bedelleri tevil üstüne tevil eden bu sistem uzantılarından birine her rastladığımızda, iki kelimeyle karşılık verip, okumadan, dinlemeden geçebiliriz. Hatta bir dua okumakla değerlendirebileceğimiz hayatımızın artık hiç bir dakikasını onlara harcamadan geçebiliriz. Sadece iki kelime söylemek, ya da yazılarının, tivitlerinin, paylaşımlarının altına sadece iki kelime yazmak için duraksayıp geçebiliriz:
Yıkılın karşımızdan!
Selam ve dua
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.