DOLAR MEYDAN MUHAREBESİ!
Dükkâna giren adam nefes nefese konuşuyordu:
“Duydun mu doları 6 TL’yi geçti. Bu adam (TAYYİP) başımıza geldiğinden beri iki yakamız bir araya gelmedi. Daha ne kadar çekeceğiz bu adamdan. Aha söylüyorum bunlar daha iyi günlerimiz. Herkesle kavgalı… Kedinin aslanla baş ettiği görülmüş müdür hiç? Yok, yok bu millet müstehaktır, ben seçmedim ya!!!!.”
Ve daha biiir sürü cümle…
Dolar Meydan Muharebesi adamın feleğini şaşırtmışa benziyor. Düşmanın amacı bu değil mi zaten. 15 Temmuz’da canımızı kaybettik, şimdi de malımızı kaybediyoruz. Can da, mal da onun. Biz sadece bekçiyiz.
Kurân ne güzel mesaj vermiş:
“Andolsun ki, mallarınız ve canlarınızla imtihan edileceksiniz.”
İmtihan nasıl olur? İşte böyle olur. Ayetin devamını okuyalım:
“Eğer sabreder ve takvaya sarılırsanız muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir.” (Ali İmran/186)
İmtihan, imtihan, imtihan… Dünya hayatı keyf, eğlence ve mükâfat yeri değildir.
Kâfir, kâfirliğinin, Müslüman da Müslümanlığının gereğini yapmakla yükümlüdür. Bir eli yağda, bir eli balda yaşamakla imtihan olmaz, kulluk hiç olmaz. Hazreti peygambere yapmadıkları zulüm ve eza kalmadı ama o hep dik durdu, gevşemedi, sabretti, Hakkın hatırını her şeyden üstün tuttu. Sahabeler de Allah'ın Resulüne:,
“sen geldiğinden beri başımıza gelmedik zulüm kalmadı” demediler. Çünkü o zulümler O geldiği için oluyordu zaten. Zulmeden zalimlerin zulümlerine, baskıcı, dayatmacı, merhametten yoksun kör ve sağır yönetimlerine karşı çıktığı için,
kölelik düzenlerine boyun eğmediği için,
kulun kula değil, Allah’a kul olması gerektiğini haykırdığı için,
“Bir elime ayı, diğerine güneşi verseniz de DAVAM’ dan vazgeçmem!” dediği için…
Onun bu dik duruşu dönemin emperyalist Mekke müşriklerini çılgına çeviriyordu. Müslümanlara her türlü zulmü reva görmeye başladılar. Onları yerlerinden, yurtlarından ettiler, tecrit uyguladılar, aç susuz bıraktılar, ekonomik ambargolar uyguladılar. AMBARGO tam ÜÇ SENE sürdü. Açlık ve susuzluktan çocukların öldüğü, kadınların çocuklarını emziremez hale geldiği tarih kitaplarında kayıtlıdır.
Bütün bu zulümlerin amacı Müslümanları dize getirip imanlarından vazgeçirtmekti. Ama Allah Resulü tüm sahabeleriyle birlikte sabır zırhını kuşandı. Dillerinden “Hasbunallahî ve nimel vekil ve nimel Mevla” duası düşmüyordu. ““Allah Bize Yeter, O ne güzel vekil, o ne güzel Mevlâ’dır.” diyorlardı.
Sahabelerden birisi Allah’ın Resulüne şöyle soruyordu o günlerde: “Ya Resulullah! Bizim yüzümüz ne zaman gülecek? Silahlarımızı bırakıp güven ve emniyet içinde yaşayacağımız günler gelmeyecek mi?”
Hazreti peygamber şöyle cevap veriyordu:
“Müslümanların silahlarını bırakıp rahat edecekleri günler çok az olacaktır.”
Evet, bu dünyada Müslümana rahat yoktur çünkü burası rahatlık yurdu değil, imtihan yurdudur.Rahatlığı servette, iktidarda ve dünyevi konforda arayanlar kaybedeceklerdir. Düşmana benzemekle, onun gibi yaşamakla kendimize en büyük zulmü yapmış olacağız. Zalimler zulümlerine, ambargolarına devam edeceklerdir. Önemli olan bizim duruşumuzdur. Çünkü zaferi belirleyecek olan bizim duruşumuzdur. Tavizsiz ve korkusuz bir duruş, Müslümanca bir duruş! Mallarımızdan, canlarımızdan olacağız belki ama sonunda kazanan biz olacağız ve zafer çok yakındır.
Sözün özü; zalimlerin bu zulümleri inşallah Müslümanların topyekûn uyanışına, İmanlarını tazelemelerine, saflarını sıklaştırmalarına vesile olur. Unutmayalım ki Allah'ın vaadi haktır ve hak er geç batıla galip gelecektir.
“Nice az topluluklar, Allah'ın yardımı ve desteğiyle, çok topluluklara galip gelmişlerdir. Allah sabrederek savaşa devam edenlerle beraberdir. (Bakara, 249)
"Dolar 6.50"
Adamlığımız ne kadar?
"Dolar 6.50"
Ülkenin yüzde kaçı ne namaz kılıyor?
"Dolar 6.50"
Tesettürlü sayımız ne kadar?
"Dolar 6.50"
Ülkemizin ne kadarı ticaret ahlakına sahip?
"Dolar 6.50"
Ülkenin yüzde kaçı helal lokma yiyor?
İkincileri yükselttiğimizde ilki azalacaktır veya artması bizi etkilemeyecektir
selam ve dua
alıntı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.