Çocuk Hastalıkları Uzmanı Emine Özdemir; 21 Mart tarihinin, Down Sendromlu kişilerde 21. kromozomun 2 yerine 3 tane olması nedeniyle Birleşmiş Milletler tarafından, 10 Kasım 2011 tarihinden itibaren resmi olarak Dünya Down Sendromu Günü olarak kabul edildiğini ve genetik farkındalığın tanınmasına yardımcı olmak üzere çeşitli etkinliklerle kutlandığını söyledi.
Dr. Özdemir; “Down sendromlu hastalarımız sıcaklıkları ve masumlukları ile her zaman içimizi şefkatle dolduran, yardımcı olmaktan son derece keyif aldığımız hastalarımızdır” dedi.
Dünyada 6 milyon, Türkiye de ise 100 bin civarında insanın genetik farklılık nedeniyle Down Sendromlu olduğunu söyleyen Özdemir, “ Down sendromlu insanları toplum içinde kendilerine has yüz ve vücut şekilleri ile ayırt etmek oldukça kolaydır. Ancak burada dikkat etmemiz gereken şey onları fark ettiğimizde acınmaya ihtiyaçları yoktur, pozitif bir ayrımcılığa ihtiyaçları vardır” dedi.
Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Emine Özdemir şunları söyledi:
“Down Sendromlu bebekler her şeyden önce bebeklerdir. Beslenme, temizlenme, sevilme ihtiyacı duyarlar; acıkınca, canları sıkılınca ağlarlar, kızan, küsen, gülen, geceleri sizi uyutmayan bebeklerdir. Tıpkı down sendromlu olmayan bebekler gibidirler. Down Sendromlu gençler de cinsel kimlikleri bulunan, ergenlik bunalımı yaşayan, aşık olan, kalbi kırılan, kardeşi ile kavga eden, kapıları vurup bangır bangır müzik dinleyen, gülen, dans eden gençlerdir. Bizler gibi onlar da tüm duyguları yaşarlar”
DOWN SENDROMU HASTALIK RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Dr. Özdemir; “Down sendromlu insanlar kalp hastalıkları, tiroid başta olmak üzere hormonal sorunlar, kulak burun boğaz bölgesinde anatomik bozukluklar, mide bağırsak sistemindeki bozukluklar, lösemi gibi kan hastalıkları, görme sorunları, kilo sorunları, dikkat eksikliği Hiperaktivite bozukluğu, otizm hastalığı, Alzheimer hastalığı gibi durumlarla bizlere göre daha sık karşılaşmaktadır. Ne yazık ki pek çoğu zihinsel açıdan yetersiz doğmaktadır. Ancak down sendromlu insanların bir kısmında zeka seviyesinin normal veya normale yakın olduğunu görmekteyiz. Aslına bakarsanız bu sorunlar down sendromu olmadan da başımıza gelebilecek olası riskler. Sadece down sendromu olmak riski biraz artırıyor. Ne yazık ki bu sebeplerden dolayı yaşlanmış down sendromlu bireyleri etrafımızda çok sık göremiyoruz” dedi.
GEBELİKTE TARAMA TESTİ İLE HASTALIĞIN TESPİTİ MÜMKÜN
Down sendromu hakkında gebelik esnasında yapılan tarama testleri ve ultrason tetkiki ile %100 olmasa da önemli bir oranda doğacak bebeğimizin down sendromu olup olmayacağı hakkında fikir edinebiliyoruz diyen Dr. Özdemir; “Eskiden okuyamaz bile denilen Down Sendromlu bireylerin artık lise, hatta üniversite bitirebildiğini biliyoruz. Down sendromlu insanlar da ikinci bir dil öğrenebilmekte, çalışabilmekte, bağımsız veya yarı bağımsız hayatlar sürebilmektedirler. Bütün bunların yapılabilmesi için ailenin ve down sendromlu bireyin eğitim çok önemlidir” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.