Aslında bugün İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün AKİMDER’in konuğu olarak verdiği konferansı yazacaktım. Ama Dünya Kadınlar günü bayatlayacak, inşallah gelecek yazımızda konferansa değinelim.
“Cennet Annelerin ayakları altında” hadisine son derece katılırım. Ama eğer anne anne ise buna katılırım. Birde çocuklarına son derece şefkatli, ama kocasına saygısız davranan bir anne elbette anne olamaz. Kadına şiddete ve öldürmeye şiddetle karşı olan birisiyim. Ama bizim kocadan zarar gelmez deyip her gün kocasına dırdır eden ve kocası karısının yanına gitmekten aciz kalıyorsa hangi kadından bahsedeyim. Koca eve geldiğinde eş mi geldi sıradan birisimi geldi nazarı ile bakan kadını neyleyim.
Evet hep kadınlar haklı, peki ama haklı olan hiç erkek yok mu? Kimse bilmez o dört duvarın arasında yaşananları. Erkek onur ve gururundan dolayı kimseye bir şey anlatamaz. Kadın yalan yanlış her şeyi anlatıp erkeğini suçlar, duygu sömürüsü yapar.
Elbette sorumsuz, çocuklarına karşı ilgisiz ve aile reisi olmaktan uzak erkekler yok mu onlar bir yana. Ama adam gibi aile reisinin kıymetini bilmeyip dırdır ve çene ile yıldıran hanımların sayısı az mı? Komşuda var bizde neden yok diye kocasını sık boğaz eden hanımın sayısı az değildir. Evlenecek gençler bile Saliha hanım aramakta zorluk çekiyorlar. Evlilik bağı işin başında kopuyor.
Size evlenecek bir gencin gerçek hikayesinden kısa bir kesit aktarayım.
“Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti derken annem açtı yuva kurma konusunu. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. Komşuları çok dindarmış, kızlarının ailesinden daha da dine bağlı olduğunu duyunca sevindim.
Gittik bir görelim görüşelim dedim. İlk ailesiyle konuştum… Hatta ben konuşmadım sürekli onlar konuştu, şaşırdım kaldım…
Bir şey diyemedim…
Kına gecesinde en iyi müzisyenler olacakmış… Düğünde keza aynı… Ev dayalı döşeli olacakmış, hem de hepsi en pahalısından… Araba olacakmış son model hem de, çünkü komşunun damadı sıfır araba almış geçende… Anne hadi kalkalım diyecektim utandım…
Kızla görüştürmek istediler…
İslamiyet’e uygun olarak görüştük… on beş bilezik…En güzel gelinlik (10 bin TL)… En büyük düğün salonu…Ne diyeceğimi bilemedim…
Ben Saliha Bir Eş istiyordum sadece…
İstekleri bir türlü bitmiyordu…O anda yan taraftaki aynaya göz ucuyla baktım kendime…Görünüşümde de bir iş adamı profillide yoktu… Yirmi beş dakika konuştu istekleri bitince sıra bana geldi. Senin isteklerin nelerdir dedi…
Biran önce kalkıp gitmek istiyordum sıkılmıştım, geleli bir saat olmasına rağmen dünya malına bağlananlarla birlikte olmak içimi karartmıştı…
Tekrar sordu isteklerin nelerdir…
Hayırlısı olsun dedim kalktım…
Nezaketle ayrıldık evden…
Yolda giderken telefon geldi… Amcam arıyordu.. Yan komşuları serhat amcanın kızı varmış…Serhat amca çok iyidir…Çocukluğumdan beri tanırdım kendisini… Tamam dedim amcama geliriz… Serhat amcalara gitmek için hazırlanıp annemle koyulduk yola, on beş dakika sonra ulaştık evlerine.
Sohbet açıldı, görüşmeler aynen önceki gibi devam etti. Sadece benim tapum istenmedi. Anladım ki Saliha bir kız bulmak çok zor, bende evlenmekten vazgeçtim.”
Şimdi bunun aksini söyleyen var mı? Evlerdeki dünürcülükte evin erkeğinin söz sahipliği var mı? Gerçek anaların ellerini ayaklarını öpüyorum. Ama kocalarını evine gelmekten aciz bırakan kadınların elini öpmeyi bırakın görmek istemiyor insan. Elbette haklı haksızda olsa kadına şiddeti kınıyorum. Zalim gibi kadınlarında ellerini öpmüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.