Sekiz yıldır, hayatını tekerlekli sandalyede ve annesiyle yaşayarak idame ettiren, Aysel Oturak, yaşadığı ve mahkûm olduğu tekerlekli sandalyeyle yaşadığı sorunlar üzerine; yazdığı bir kitapla gündeme geldi. Aysel Oturak, toplumun engellilere bakış açısında gereken desteği görmediğini belirttiği kitabında anlattıkları tamamen gerçeklerden oluşan ve tüm insanlara örnek teşkil edecek ve tekerlekli sandalye üzerinde sürdürdüğü yaşamını bu kitapla güçlendirmek istiyor ve engelli veya engelsiz herkesin bir gün engellinin yaşadığı sorunları yaşayacağını, onun içinde onları temsil edebilecek yerlere gelmek istediğini söyledi.
Aysel Oturak’ın 28 bölümden oluşan kitabı Karma Kitap’tan çıktı. Kapak Tasarımlarını kendisinin yaptığı Kitabının tanıtım yazısını, şu şekilde anlatıyor. “Birçoğumuzun göremediği, duyumsayamadığı, anlayamadığı, bilmediği, hissedemediği ne yaşamlar vardır. Yaşamadan ve tatmadan kim bilebilir bunları” diyerek hayat hikâyesini ve engellilere toplumun bakış açısını bir kitap haline getirdi.
Aysel Oturak kitabı hakkında yaptığı kısa açıklamada, “Sizleri sıkmak da istemeyerek kısada tuttuğum; eksiklerimle ve doğrularımla engellilerin ve bu günün sağlıklı kişilerinin herkesin kendinden birer pay bulup çıkaracağını umarak, birkaç konuyu sizlere sunmak fikirlerimi paylaşmak istedim. Umuyorum beğeninizi görür.” Bu bir ilk ve ileride daha güzel gerçek hikâyelerle karşınızda olacağım, dedi.
Şimdiye kadar görmüş olduğumuz kitaplarda özürlü, engelli, sakat gibi kavramlarla karşılaşıyoruz. Hangisi daha doğru bir tanımlamadır ya da deyiştir bilmiyorum ama çoklarına göre hepsi aynı değeri taşıyor diyebilirim, çünkü hep böyle bakıldığını biliyorum.
Her ne kadar bana göre “özürlü kelimesi bir uzvun eksik olması” demek olsa da toplumumuzda genelde hastaya da engelliye de her ne sebeple olursa olsun yürüyemeyen herkese özürlü etiketi hemen yapıştırılıyor.
Toplumumuzda engelliliğe yaklaşım konusunda bilinç düzeyinin düşük olduğunu herkes kabul ediyor.
Bu konuda yeterli yaklaşım ve eğitimlerin verilmediğinin de kimimiz farkında kimimiz değil. Engellilerle, engeli olmayanların her koşulda bir arada olmasını sağlayacak birçok şeyden düzensiz olan yasalarca başta mahrumuz.
Toplumumuzun geneline hâkim olan bu bilinçsizliği aşmak için birçok engel var. Bunun başını eğitim sistemimiz ve yasalarımız çekiyor.
Eğitim sistemimizde; Engellilik…
Daha küçük yaştan işlenmeye başlaması gereken “engelliliğinde doğal bir şey olduğu” anlayışının gelişmesi için ortam oluşturulması gereken bir durumdur.
Eğitim kurumlarımız engeli olanlar ve olmayanlara göre şekillendirilmiş olduğundan daha ileri yaşlarda da böyle bir anlayış gelişememiş oluyor.
Önyargılar ve kalıplaşmış düşünceler;
Yakınları ve aileleri, engelli olan çocuklarını neredeyse toplumdan saklıyor. Toplumumuzda, engelliliğin adeta gizlenmesi gereken bir kusur olduğu düşünülüyor. Televizyon programları bu konulara oldukça uzak bilinçlendirme konuları yok denecek safhada.
Bu ve bunun gibi 28 konuya değinilen kitapta engelli veya engelli olmayan kadınların hayatlarına da değinilmiş sessizliğine ortak olunmaya çalışılmıştır.
“HANGİSİ SİZİN HAYATINIZ”’ın yazarı olan Aysel Oturak, 2003 de Freidreich ataxia hastalığına yakalanan ve bu sebeple 2007 den bu yana yürüyemeyen ve bu duygularla da yazdığı “BENDE UÇURTMALAR GİBİ ÖZGÜR UÇMAK İSTERİM” adlı, bir makalesine Dünya yerel basın (Dwb) 2010 da 1. lik ödülüne layık görülmüştür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.