Kalpte yaşanan kriz gibi gözde glokomun başlaması da çok ani bir şekilde yaşanıyor. Alınabilecek tek önlem ise belirli aralıklarla göz tansiyonunu ölçtürmekten geçiyor. Özellikle de ailesinde glokom olanların… Çünkü ailesinde göz tansiyonu olanların riski 6 kat daha fazla. Yapılması gereken ise yılda 1 defa göz muayenesi..Acıbadem Maslak Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ, sinsice ilerleyen glokomdaki tehlikeyi ve dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Bebeğiniz gözlerini ışıkta açamıyorsa dikkat!
Her yaşta başlayabilen bir hastalık olan glokom doğuştan da görülebiliyor. Doğuştan glokom yüzde 90 oranda, bebek 1 yaşına gelene kadar ortaya çıkıyor. Gözün sıvı çıkış kanallarının yeterince gelişmemesine bağlı olarak gelişen bu tip glokom, yaklaşık 10000 canlı doğumdan birinde görülüyor. İri gözlü olan bu bebeklerin gözlerinin saydam tabakaları bulanık veya gridir. Bu bebekler ışıktan rahatsız oluyor, sulanma yaşıyor ve gözlerini açamıyorlar.
Ağrı, bulanık görme ve hareler belirti olabiliyor
Glokomun dar açılı olan türü ise aniden başlıyor ve krize neden oluyor. Göz tansiyonu aniden yükseliyor. Şiddetli ağrı, mide bulantısı, kusma, görme bulanıklığı ve kanlanma bu duruma eşlik ediyor. Genellikle hastalarda kriz öncesi göz ağrıları, bulanık görme, ışıklar etrafında renkli hareler görme gibi bulgular yaşanabiliyor. Bu tip glokom, yaklaşık 1000 kişiden birinde görünüyor. Özellikle hipermetroplar, yani yakını iyi göremeyenler daha fazla risk altında.
Kronik glokom belirti vermiyor
Her yaşta görülebilen bir diğer glokom ise açık açılı olan kronik glokom. Her yaşta görülebilen glokomun bu tipi sinsi seyrediyor ve geç bulgu veriyor. Bulgular ortaya çıktığında ise maalesef ki glokom tedavi edilemeyecek duruma geliyor. Açık açılı olan bu tip glokomun 40 yaş üzerinde görünme sıklığı yüzde 1- 2 civarında.
Yılda bir defa göz muayenesi şart!
Göz tansiyonunun tedavisinde en önemli etkenlerin başında erken teşhis geliyor. Özellikle ailesinde göz tansiyonu olanların çok daha dikkatli olmaları ve yılda bir defa göz muayenesi yaptırmaları gerekiyor. Çünkü özellikle birinci derece akrabalarına glokom teşhisi konulanlarda risk 6 kat artıyor. Genetik etkenlerin yanı sıra, 40 yaş üstü kişilerde, miyoplarda, şeker hastalarında ve uzun süreli kortizon kullananlarda da glokom daha fazla görünüyor. Glokom sıklığı yaşla birlikte artış gösterirken, insan ortalama ömrünün uzamasıyla birlikte glokom hastalığının kapısını çaldığı kişilerin sayısı da artıyor.
Tedavide amaç tansiyonu kontrol altına almak
Göz tansiyonu tedavisinde amaç göz içi basıncını yani tansiyonunu düşürmek. Bunun için de genellikle ilk basamakta ilaç tedavisi uygulanıyor.Bu amaçla damlalar kullanılırken, bu damlaların bir kısmı, göz içindeki sıvı yapımını azaltıyor, bir kısmı ise gözden sıvı çıkışını artırıyor. Damla tedavisinin yeterli olmadığı, diğer bir deyişle damlalara rağmen görme siniri hasarının ilerlediği olgularda lazer ve ameliyat seçenekleri uygulanıyor. Ancak glokom hastalarında tanı konulana kadar geçen süreçte oluşan hasarı geri çevirmek mümkün olmuyor. Genellikle ilk basamakta ilaç tedavisi uygulandığını söylüyor.
Araştırmalar umut veriyor
Glokom tedavisi ile ilgili her geçen gün yeni araştırmalar yapılıyor. Özellikle göziçi basıncını düşürmek dışında görme sinirini güçlendirmeye veya sinir hücresi ölümünü engellemeye yönelik ajanlar, ilaçların damla dışında başka yollarla uygulanmasına yönelik yöntemler, sinir hücrelerinin rejenerasyonuna yönelik çalışmalar ve gen tedavileri üzerinde çalışmalar gerçekleştiriliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.