Şüphesiz düşüncesi bile ürpertmeye yetti içinizi. Zira dış dünya ile iletişim kurmamızın en önemli yolu sağlıklı işitmeden geçiyor. İçinde bulunduğumuz çevreyi algılayıp iletişime geçmemiz için beynimizin dış çevreden gelen sesleri algılaması ve ona göre cevap üretmesi şart. Ülkemizde yaklaşık 3 milyon, dünyada da 600 milyon işitme engelli bulunuyor. Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Erdem Kılavuz, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü kapsamında yaptığı açıklamada, işitmenin insan vücudunda meydana gelen en kompleks işlemlerden biri olduğunu belirterek, işitme kaybına yol açan 5 nedeni anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Yüksek sesle müzik dinleme alışkanlığı
Kulaklığını takıp müziği sonuna kadar açanlar dikkat! Özellikle gençler arasında son derece yaygın olan bu alışkanlık ileride işitme kaybına kadar gidebiliyor. Yine yükseksese aniden maruz kalanlar ve uzun süre yüksek sesli, gürültülü ortamlarda çalışmak zorunda olanlar da risk altında. Yüksek sesin yol açtığı hasara bağlı işitme kaybı yavaş ve sinsi ilerlediğinden dikkatli olmak gerekiyor.
Orta kulakta sıvı birikmesi
Çocuklarda orta kulakta sıvı birikimlerinden kulak zarına bir darbe ile oluşan yırtıklara, kronikleşmiş orta kulak iltihaplarından orta kulak kireçlenmelerine kadar birçok neden işitme kaybına neden olabiliyor. Bu tür kayıplar genellikle geç çocukluk ve erişkinlik döneminde görülüyor. KBB uzmanları tarafından yapılacak doğru cerrahi müdahalelerle orta kulaktaki sesin iletim mekanizmasını bozan sebepler ameliyatlarla düzeltilebiliyor ve işitme fonksiyonu iyileştirilebiliyor.
Genetik ve doğumsal anomali
Genetik faktörlerin yanı sıra iç kulak ve işitme sinirinin anne karnında gelişim bozukluğuna bağlı kayıplar da işitme kaybına neden olabiliyor. İşitme engeli doğuştan ya da çocuğun dil ve konuşma gelişimini tamamlamasından önce ortaya çıktığında konuşma yetisini ve zeka gelişimini de etkiliyor. Bu nedenle ülkemizde de uygulanan yenidoğan işitme taramalarının erken teşhiste önemi büyük. Sorunun erken tespitiyle, işitme cihazı ya da koklearimplant (biyonik kulak) gibi önlemler alınarak çocuğun duyma, dolayısıyla konuşma ve zeka yeteneği yeniden sağlanabiliyor.
İlerleyen yaş
Yaşlılık deyince ilk akla gelenlerden biri duyma yeteneğindeki azalma oluyor. Zira her organımızın olduğu gibi iç kulak ya da işitme sinirimizin de ilerleyen yaşla birlikte işlevi azalıyor, bu durum da pek çok yaşlının kendini sosyal hayattan soyutlamasına, içe kapanıp yalnızlaşmasına neden olabiliyor. Oysa genç yaşta duyma yetimizde bazı sorunların belirmesi durumunda örneğin normal sesle konuşulanı anlamamak, söyleneni tekrarlattırmak ve kulağımızda çınlama gibi belirtiler olması halinde işitme testi yaptırarak tedavi görmek yaşlılıkta daha sağlıklı işitmemizi sağlayabiliyor.
Viralenfeksiyonlar
Dr. Ahmet Erdem Kılavuz, bazı viralenfeksiyonların da sinirsel etkilenme sonucu işitme kaybına neden olabildiğini belirterek, “Örneğin kızamık, kabakulak gibi viral enfeksiyonlar işitme organını tutarak kalıcı tipte işitme kayıplarına yol açabilir. Bu tür işitme kayıplarının bazılarında erken müdahale ve tedaviyle işitme fonksiyonunun korunması mümkün olabilmektedir” diyor. aksaraymedya.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.