Oysa kahvaltı, uzun süreli açlıktan sonra vücudumuza ihtiyacı olan enerjiyi verdiğimiz günün en önemli öğünü. Akşam yemeği veya gece ara öğününden sonra ortalama 10-12 saat aç kalan vücudumuz güne başlarken yakıtı bitmiş bir araç gibi oluyor. Bu nedenle uyandıktan sonra 1 saat içinde mutlaka kahvaltı etmemiz ve vücudumuza yakıtını vererek çalışmasını sağlamamız gerekiyor. Üstelik yapılan bilimsel çalışmalar da kahvaltının yaşam kalitemizi arttırmasının yanı sıra sağlıklı bir yaşam için de çok önemli olduğunu ortaya koyuyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Melike Şeyma Deniz, kahvaltı etmenin 5 yaşamsal nedenini sıraladı:
1-Daha hızlı kilo vermemizi sağlıyor
Kilo; harcadığımız enerji ile aldığımız enerji arasında kurulan bir denge. Harcadığımız enerji aldığımız enerjiden daha fazla olduğunda kilo veriyoruz. Bazen ‘’Ne kadar az yersem o kadar iyi, zaten sabahları acıkmıyorum.’’ diye düşünerek, kahvaltıyı atlıyoruz. Peki, kahvaltıyı atlamak aldığımız enerjiyi azaltmasına rağmen neden kilo aldırıyor? Bunun 2 nedeni var: Öncelikle; kahvaltıyı atlayanların gün içerisinde fiziksel aktiviteleri daha düşük oluyor ve enerji harcaması azalıyor. Harcadığımız enerji azaldıkça da kilo vermek zorlaşıyor. İkinci neden ise; aç kalarak vücudu ‘’Kıtlık sinyali’’ moduna geçirmek. Uzun süre enerjisiz, yani aç kalan vücut sonraki öğünde tüketilen yiyecekleri yağa dönüştürerek depoluyor. Bu olumsuz etkileri yaşamamak için, uyandıktan sonra mutlaka 1 saat içinde kahvaltı etmeliyiz.
2- Kalp krizi riskini düşürüyor
Harvard Üniversitesi uzmanları tarafından yapılan bir çalışmada, kahvaltı etmeyenlerde kalp krizi ve kalp hastalıklarına yakalanma riskinin yüzde 27 daha fazla olduğu tespit edilmiş. Kalp krizine neden olan faktörler; tansiyon, insülin direnci, serbest yağ asitleri ve LDL denilen kötü kolesterolün artışı olarak sıralanıyor ve kahvaltı etmeyerek, açlık süresini uzatmak bu kötü sonuçları doğurarak kalp krizine zemin hazırlıyor.
3- Hafızayı güçlendiriyor, konsantrasyonu artırıyor
Yapılan 45 çalışma, kahvaltı etmenin konsantrasyon sağlama, dikkatimizin dağılmasını önleme ve hafızayı güçlendirme gibi etkilerinin olduğunu ortaya koydu. Kahvaltı etmek beyin için gerekli enerjiyi sağlayarak, öğrenmeyi geliştiriyor. Kan şekeri düzeyinin normal aralıklarda olması öğrenme gibi beyin işlevlerini düzenliyor. Kahvaltı edilmediğinde ise uzamış açlık süresi kan şekerinin en alt düzeye inmesine neden oluyor ve beyne yeterli glikoz sağlanamıyor. Bu durum, konsantrasyonun azalmasına, verimin düşmesine, üretkenliğin azalmasına yol açıyor. Bunlara ek olarak; insülin, seratonin, kortizol gibi hormonların salınımı da bilişsel fonksiyonları etkiliyor ve kahvaltı etmemiz gereken saatte aç kaldığımızda bu hormonların dengesinin bozulmasına sebep oluyoruz.
4- Diyabetten koruyor
2013 yılında, Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada 46 bin 289 kadın izlenmiş ve kahvaltı edenlerin tip 2 diyabete yakalanma riskleri daha düşük bulunmuş. Kahvaltıyı atlayan kişilerin yemek sonrası glikoz ve insülin değerleri daha yüksek oluyor ve kahvaltıyı atlamak insülin duyarlılığını bozuyor. Aynı zamanda, kahvaltıyı atlayanların gün içerisinde daha sık acıkmaları ve fazla yemeleri daha olası. Bu durum da artmış glikoz ve insülin yanıtına neden oluyor, yani şeker metabolizmasını bozuyor. Bu bozulmalar da diyabetle sonuçlanabiliyor.
5- Gün boyu enerji veriyor
Uyandığmızda kahvaltı ederek, ihtiyacımız olan enerjiyi almak fiziksel ve psikolojik açıdan kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlıyor. Kahvaltı etmeyen kişiler yorgunluk, güçsüzlük, konsantrasyon bozukluğu, kan şekeri düşüklüğü ve gün boyu uykusuzluk yaşarken, kahvaltı edenler daha enerjik oluyor. Ayrıca, kahvaltı etmeyen kişilerin gün içerisinde yüksek yağ ve şeker içerikli besinlere yönelmeleri daha kolay olurken, kahvaltı edenler iştahını daha iyi kontrol edebiliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.