KALBİMİZİ DİNİN ÜZERE SABİT KIL YA RABBİ
İster hayır olsun, ister şer olsun hakkımızda. Her ne olursa olsun, biz iyi Müslüman olmalıyız. Hastalık, sağlık hep insan için. Zenginlik, fakirlik, darlık bolluk insan için üzüntü sevinç insan için; bunlar imtihan. Bunlara sabredeceksin. Bunlara üzülmeyeceksin, bunlardan dolayı kızmayacaksın. Bunlardan dolayı raydan çıkmayacaksın. İnsan bir mü’min oldu mu ondan sonra sapasağlam durması lazım. Ama iyi mü’min olunca oluyor bu metanet! İyi mü’min olmak lazım... Haram yiyince olmuyor. Haram lokma yediniz mi isteseniz de olamazsınız. Lokmaya haram karışmaya başladı mı raydan çıkmaya başlar insan! Haram yedi mi hemen feyiz, bereket gider. Haramdan kendinizi koruyun. Sözünüze dikkat edin. İnsan bir sözden cehenneme yuvarlanır. Bir edepsizce söz söyler, bir yanlış söz söyler, bir imandan çıkartıcı, küfre götürücü söz söyler, ondan sonra ben ne yaptım da bana bu belalar geliyor filan... Anlayamaz sebebini.
Eğer siz Allah’a karşı güzel kulluk ederseniz Allah sizi mahrum bırakmaz aksine mükâfatlandırır, herhalde dünya ve âhiret hayrına erersiniz. İki cihanda aziz ve bahtiyar olursunuz.İslama Tam teslim olmaktan başka çaremiz yok. Dünyaya meyletmeyeceğiz, para pul hesabı yapmayacağız. Aklı başında has müslüman olacağız. Ya da kendimiz biliriz; başa geleceğe razı oluruz. İstersen ol, istersen olma. Allah’ın bize ihtiyacı yok. Bizim Rabbülâlemîn’e sonsuz ihtiyacımız var. Her an ihtiyacımız var.
islâm bu; teslimiyet demek. Ya böyle müslüman oluruz ya da bizim Müslümanlığımıza Müslümanlık denmez. Maalesef zamanede İslâm’ın özü gitmiştir sözü kalmıştır, aslı gitmiştir resmi kalmıştır. Çoğu insan böyle. Bugünün insanlarının çoğunda İslâm’ın sadece resmi kalmıştır. Bir İslâm var ama cılız, hareket yok. İslâm çiğneniyor, reaksiyon yok. Zalimler zulmünü icra ediyor, alçaklar cirit atıyor. Nerede müslümanların babayiğitleri? Nerede müslümanların adaletleri? Nerede müslümanların tok sözlüleri? Yok. Yani: Müslümanlığın resmi kalmış.
Mükellef yaşa gelmiş ve aklî muvazenesi yerinde olan her erkek ve kadın; kelime-i şehadetle girmiş olduğu İslam dininin her türlü emirleri ve yasakları ile muhataptır. Kişilerin makam ve mevkii, ekonomik gücü, servet ve sâmanı ne olursa olsun, hangi yaş ve cinsiyet grubunda bulunursa bulunsun, her müslüman, ilahî emirleri yerine getirmek, nehiylerden de son derece uzak durmak mecburiyetiyle karşı karşıyadır. Allah (c.c.) tarafından bildirilen hiçbir emirde ve hiçbir yasakta keyfîlik ve ihtiyarîlik yoktur.
Dağdaki çoban, tarladaki çiftçi, resmî veya gayr-i resmî yerlerde çalışan amir ve memur, her çeşit işçi ve işveren, asker ve sivil, devletin en tepe noktasında görevliler ile her kademedeki bürokrat; ilahi emirler, haramlar ve yasaklar karşısında müsavidir. İslam dininde hiç kimseye karşı bir ayrıcalık, bir tefrik kesinlikle söz konusu değildir. Zira İslam dininin cihanşumül bir din olmasının önemli esprilerinden biri de eşitlik ilkesine önem vermesidir.
Ummü Seleme validemiz'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber sık sık şu duayı yapardı:
"Ey kalbleri halden hale (renkten renge, şekilden şekile, imandan küfre, küfürden imana) çeviren Allahım, benim kalbimi dinin üzere sabit kıl!" (Tirmizi, kader, 7; İbn Mace, mukaddime 13)
MÜSLÜMAN kalmanın Hz. Peygamberin arzusu olduğunu gösteren bu dua, her halde fevkalade güçlükler içindeki müslümanın dilinden hiç düşürmemesi gerekli bir yakarıştır.
Ya rab bizi de dinin üzere kalblerini sabit kıldıklarından eyle..
Mutlak gerçek şudur: Cennete sadece ve sadece Müslüman insanlar girecektir. İslam’ın lehine olan ameller, sözler, göstermelik ameller, kişinin imanına delil olamaz.
Rabbimizin kelamını üst kimlik olarak görmeyenler ve aklı, vahyin önüne koyanlar, izandan mahrum kalmış insanlardır.Kendilerini Müslüman yerine koyup, İslam ve Müslümanlar için kalplerinde zerre kadar fedakârlık hissi olmayanların, tuzakları ve oyunları karşısında çok dikkatli olmalıyız.
Müslümanlar, Müslüman kardeşlerinin sorunlarına, problemlerine kalplerinde yer vermekle sorumludur. Müslüman insanların sorunlarına kalplerinde yer vermeyenlerin, son nefesi, kabir hayatı, mahşere yürüyüşü, hesabı ve sırattan geçmesi hayli zordur.
Selam ve dua
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.