Çevremizde meydana gelen çeşitli hadiselere karşı gereken müspet veya menfi tepkiyi göstermek, duyarlı olmak önemli bir husus ve Müslümanın değişmez ahlakıdır. Aynı toplumda yaşayan fertler, yaşadığı muhitin ve çevrenin dışında kalamazlar. Bu açıdan toplumda gelişen her olay karşısında fert, ölçer, biçer, tartar, değerlendirir, kendine düşen payı alır, gerekli dersi çıkarır, bu hususta hesaplar ve planlar yapar ve neticede duruma göre tepkisini gösterir. Gördükleri ve duydukları karşısında tepkisiz kalmak, ilgisiz davranmak, meseleye karşı soğuk ve yabancı kalmak, iyi bir Müslümanın vasfı değildir.
Bugün menfaatler ön planda olunca yürekler kanasa bile sessizlik hakimdir. Ama hesap günü bunlar önümüze dökülecek konulardır.
Şehirleri yönetenler ve şehirlerde yaşayanlar şapkası önüne alıp bir kez daha düşünmeli ve tefekkür etmelidir. Şehirde yaşayan insanlar yöneticisine, komşusuna, arkadaşına, dostuna karşı karnından konuşmamalı, açık yürekle menfaatim kesilir kaygısı taşımadan usulünce ikaz ve irşat etmelidir. Yoksa hiçbir zaman insanlık testinden başarı ile çıkamayız.
Yüksek yüksek korunaklı binalar yapıp dünya asri mezarlığında yaşayanlar, böylece sınıf atladığını zannedenler, sahi sizin oralara fakirler girebirebiliyor mu? Siz bir fakirin halini sorabiliyormusunuz,Sahi sizin siteye kedi köpek girebiliyor mu? Sahi yukarısında kuşlar uçuyor mu? Bunlar bile istifade edemiyor değil mi! akrabalık ilişkilerimiz ne durumda? Zenginleyince onları öteledik mi?
Farkında mısınız hayatın! Burada yetişen neslimizi nasıl bir gelecek bekliyor acaba.
İnsan sosyal bir varlıktır. Hayatın içinde hayata kattığı değer ölçüsünde insandır. Yoksa bencil yetişen paylaşımdan uzak, babam zengindir nasıl olsa alır mantığı ile oluşan marka hastalığı! İsraf derecesinde akıp giden imkânlar ve zaman! Gençleri de geleceği de ilişkileri de çıkmaza sürüklemektedir.
İnsanlar kendinden aşağı bakarak hayatını dengeler, yukarı bakarak ise hayatını mahveder.
Hani peygamber s.a.v.buyruğuna uyacaktık;
"Müminler, birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerine şefkat göstermekte bir cesede (vücuda) benzerler. O cesetten bir organ rahatsızlanırsa, diğer organlar da uykusuzluk ve humma (ateşli hastalık) gibi sebeplerle tesir altında kalır ve hastalanır"(sahihi buhari edeb-27)
"Müslümanların derdi ile ilgilenmeyen onlardan değıldir."( Keşfül-Hafa)
Müslümanların dertlerine, problemlerine karşı ilgisiz ve yabancı kalmak onları sevmemektir. Müslümanların ıstıraplarını kendi ıstırabı saymayan kimseler, Hz. Peygamberin sevgisine de mazhar olamazlar.
Milli şairimiz Akif, böyle bir hareketten Peygamberimizin ruhaniyetinin davacı olacağını ne güzel ifade etmiştir.
Hiç sıkılmaz mısınız Hz, Peygamberden?
Ki, uzaklardaki bir mümini incitse diken,
Kalb-i pakinde duyarmış o musibetten acı,
Sizden elbette olur rûh-u Nebî davacı.
Kocakarı İle Ömerin r.a. hikâyesini hatırlayalım;
Hz. Ömer, çok şiddetli soğuğun olduğu bir gecede, Hz. Peygamberin arkadaşlarından biriyle etrafı teftiş etmek için dışarı çıkar. Bir müddet yürüdükten sonra yanan bir ateşi görür ve ona doğru koşarlar. Çocukları ile beraber bir kadını görürler. Ateşin üzerine bir tencere konulmuş ve çocuklar ise bağrışıp durmaktadırlar. Halife Ömer, selam verir ve kadın Ömerin selamını alır. Ömer, "yanma yaklaşmama izin verir misin" diye izin ister. Kadın, "iyilik yapmak istersen yaklaş, değilse benden uzak ol" der. Hz. Ömer "bu çocuklar neden bağırıp çağırıyorlar" diye sorar. Kadın "açlıktan" diye cevap verince, Hz. Ömer tencerenin içinde neyin olduğunu sorar. Kadın, su olduğunu, uyuyuncaya kadar çocukları, tencerenin içindeki suyu kaynatmak suretiyle susturmaya çalıştığını, Ömerle kendisi arasında Allahın olduğunu ve Allahın her şeyi gördüğünü belirtir. Bunun üzerine Ömer: "Allah, sana merhamet etsin. Ömer, senin durumunu nereden bilsin?" der.
Kültür ve değerlerimizden taviz vermeden, hayatın içinde olup bitenlere bigane kalmadan, zengin fakir sınıf farkı gözetmeksizin imanımızın gereği gibi peygamber s.a.v.ve ashabına özenerek tüm ilişkilerimizi tanzim etmeli ve ona göre yaşamalıyız.Yoksa mı? Ahiret yaklaşıyor...
Selam ve dua
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.