22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara5°C

AİLEDE İÇ KARIŞIKLIK SEBEPLERİ

Ali İhsan Ersöz

05 Mart 2020 Perşembe 17:15

AİLEDE İÇ KARIŞIKLIK SEBEPLERİ

Cenab-ı hak c.c. buyurur;

 “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum, 30/21)

“Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz.” (Bakara, 187)

Efendimiz sav buyurur; “Kim evlenirse imanın yarısını tamamlamış olur; kalan diğer yarısı hakkında ise Allah’tan korksun!” (Heysemî, IV, 252)

“Kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin. Çünkü evlilik, gözü haramdan alıkoyar ve iffeti en iyi şekilde korur…”

(Buhârî, Savm, 10)

İçinde yaşadığımız şu asırda, birçok aile yuvaları samimiyet ve muhabbetle kurulduğu hâlde, çok geçmeden eşler arasında geçimsizlikler, huzursuzluklar baş göstermede, yuvada sevgi ve muhabbet bağlarını gevşeterek, birbirlerine düşman olmakta, ayrılmak için mahkeme kapılarını aşındırmaktadırlar.

Niçin evlenen bazı fertler mutsuz oluyor veyahut çabucak boşanıyorlar?

Günümüzde birçok kimseler, maneviyattan ziyade, daha çok maddileşmiş, dini duygulara, İslâmî esaslara önem vermeyip, dinî, ahlâkî, bilgi ve terbiyeden uzaklaşmış olduklarından, birçok aile yuvalarında kadın ve erkeği birbirine bağlayan etkenler genellikle gelir, menfaat, servet ve makam gibi geçici şeyler oluyor. Kalbinde Allah korkusu, ahiret kaygısı olmayan kadın ve erkek, derhal ayrılmayı düşünüyor.

İşte maddî bağlarla örülen yuvalar, er geç dağılmaya maruz kalıyor. Hâlbuki aile yuvası, sevgi ve saygı bağlarıyla örülür. Bu bağın devamı ise, aile yuvasının iki kutbu ve bu kutsal müesseseyi destekleyen iki direk olan karı koca arasında, bu yuvayı ebediyen yaşatmak kastı ve bunun tek dayanağı olan çiftler arasında derin sevgi ve saygı ile Allah'ın, Peygamber'in emirlerine hakkıyla riayet ederek ömür sürmek ve yuvanın mutluluğunu bozan şeylerden sakınarak hareket etmeleri ile mümkündür.

Yuvada geçimsizliği doğuran ve boşanmaya sebep olan şeyler, den bir kısmı şöyle;

*Evlenmenin aceleye gelerek kadın ve erkeğin, işin ilk başında birbirlerini iyice araştırmadan yuva kurmalarıdır. Erkek ve kadının birbirini tanımadan, anlamadan, iyice sorup soruşturmadan, aceleyle evlenmeleri zararlı olabilir. Aceleyle yapılan evlilik örümcek ağına benzer, bunların örülmesiyle dağılması bir olur. Yuvayı oluşturan iki temel rükün birbirini anlamamış, tanımamışsa yuva yıkılır, samimiyet nefrete, aşk kine bürünür.

* Kadın ve erkek Rablerine karşı borçlu oldukları gibi, ibadet vazifelerini vaktinde yaparak Cenab-ı Hakk'a şükürde bulunmaları yuvada ahengi sağlar, aksi takdirde, yuvayı mutsuzluk bürür. Şöyle ki, erkek, mümin ve dinine bağlı, kadın ise dinî ve ibadî vazifeleri hafife alır ve kocasının tembih ve nasihatlerini dinlemezse veya bunun tam tersi olursa, sevgi ve muhabbet duyguları sönerek geçimsizlik ve huzursuzluğa sebep olmuş olur. Namaz olmayan evde mutluluk, birlik, birbirini anlamak, bereket, muhabbet olmaz.

*Kadın ile erkeğin, birbirlerinin cinsi zevk ve arzularını dindirmemesi, bu yolda birbirini ihmal etmesi de yuvada birçok tatsızlıklar, huzursuzluklar meydana getirir. Sevgi ve muhabbet bağlarını gevşeterek kadın ve erkeği birbirinden soğutur. Birçok boşanmaların bu sebepten olduğu ispatlanmış bir gerçektir.

*Kadının kültür seviyesinin yüksek oluşu veya zengin oluşu sebebiyle erkeğine karşı kibir ve gururla büyüklük taslaması, tahsilinden, malının mülkünün çokluğundan bahsetmesi erkeğini rahatsız eder, kalbini kırar, sonunda geçimsizliğe ve huzursuzluğa belki de boşanmaya bile sebep olabilir.

*Birçok ailelerde, huzursuzluğun meydana gelmesi, erkeğin yuvadan soğuyarak evden kaçması, harama kayması veya birlik bağını koparması, kadının idaresizliği, kocasına karşı hürmetsiz ve saygısız hareketi, kötü muamele, donuk ve asık çehre ile yüzünü buruşturması, keskin kılıç gibi dili ile boş yere çene çalması, onu incitmesi gibi sebeplerden doğmaktadır.

*İmansız ve sabırsız fertlerin oluşturmuş olduğu ailelerde, sefalet ve geçim darlığı mutsuzluğa sebep olur.

* Kadın gerek evinde ve gerekse ev dışında edep, hayâ kaidelerine, tesettür esaslarına riayet etmez, açık saçık, yarı çıplak dışarı çıkar, namahremden sakınmaz, tavır ve hareketinde hafiflik gösterirse, imanlı ve takvalı veyahut ta namuslu olan kocasını üzer ve yuvada huzursuzluğa sebep olur. Aynı şekilde tüm bunlar erkek için de geçerlidir.

*Ailede, kadın ve erkeğin birbirlerini küçük düşürecek tavır ve hareketleri mutsuzluğa ve geçimsizliğe sebep olur.

* Bazı erkekler sevgi ve muhabbetle yuva oluşturduğu hâlde kalplerinde Allah korkusu, ahiret inancı, aile sorumluluğu olmadığından şeytanın kulu, nefsinin esiri, heva ve hevesinin kurbanı olup gazino, meyhane gibi eğlence yerlerine, kumarhanelere ve diğer nice batakhanelere düşüp, ayyaşlıkla gününü gün etmesi yuvada huzursuzluğa sebep olur.

*Ayrılığa kadar süren aile ocağının soğumasının sebeplerinden birisi de eşlerin evlilik öncesi, hayalî ve kavuşulması güç arzuları taşımalarıdır. Evlenince bu arzuların gerçekleşmediğini gören eşler, birbirlerine olan sevgilerini yitirir ve böylece bu mukaddes yuva yıkılmaya maruz kalır.

Allah Resulü sav buyurur; “Kocası kendisinden râzı olarak vefat eden kadın, cennete gider.”

(Tirmizî, Radâ, 10; İbn-i Mâce, Nikâh, 4)

Bir atasözümüz der ki, Mermer iyi taştan, iyilik iki baştan.(İlişki içinde olan iki kişinin geçinebilmesi için yalnızca birinin iyi olması yeterli değildir. Diğeri de iyi olmalıdır. Aksi takdirde ilişki kısa sürede bozulur. )

SELAM VE DUA

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.