ANLAMLI YAŞAMAK GEREK
Ali İhsan Ersöz
04 Temmuz 2017 Salı 16:22
ANLAMLI YAŞAMAK GEREK
Müslüman, herkes gibi sıradan bir insan değildir. O, Yüce Allah’ın kulu ve son peygamberin ümmetidir. Yüce Allah’la ve Hz. Peygamber’le olan ilgisi ve alâkası, yani onlara olan sağlam ve sarsılmaz îmânı, ona bir kimlik ve kişilik kazandırmıştır. İşte müslümanın üzerinde belli olan bu kimlik ve kişiliğe, Arapça ifâdesiyle şahsiyyet denilir. Şahsiyyet, sağlam müslümanı zayıf müslümanlardan, diğer insanlardan ve diğer din mensuplarından ayıran bir özelliktir, bir renktir, bir kimliktir.
Özenen, özenileni taklit etmekle, başlar kendini terk etmeye ve aslını inkâr etmeye.
Bugün Müslüman toplumların, toplulukların Batı’ya özenme, onlara ulaşma, benzeşme uğruna gösterdikleri çaba tam da bu sonuca yol açmadı mı?
İnanç zayıfladıkça, idealler pörsüdükçe, mefkure uzak, çok uzakta kalınca kuruş duruşa hükmeder ve bozar. Fakat kuruşa göre duruşunu bozmayanlar eninde sonunda galip gelir. Kesin, net ve mutlak.Postmodern çağın modern insanları için kriterlerin başında kuruş gelir. "Duruş önemli de, kuruş olmazsa olmaz ki." dediler ve kan kaybı başladı. Tarihteki göz alıcı sayfaların hiçbiri kuruş sahibi insanlar tarafından doldurulmamıştır.
En büyük etkili ve kalıcı olan, Sevgi sermayesini kâra geçiremeyen ve zarar eden bir insan, bugün mutsuzdur. Parası var, villası var, en kaliteli arabası var, fakat yüzü gülmüyor, mutsuz, donuk, yüzü asık. Gelip geçici mutluluklar, onu tatmin etmemekte ve fırsatını bulduğu her şeyi isyan haline sokmaktadır. Yaratılmışı severiz, yaratandan ötürü, sözünün içi boşaltılmış, yapmacık gülücüklerle tatmin olunmaktadır.
İslami davanın gayesi; kokuşmuş artık bayatlamış, zalimin zulmüyle yıpranmış asrın kara bulutlarını iman güneşiyle dağıtmak, rahmet yağmurlarıyla yeniden canlandırmaktır. Ama daha fazla gayret daha fazla azim ve daha fazla sabırla…
Öyle ya yıllar önce olmayan imkânlar, nimetler var şu an avuçlarda. Şayet Allah yolunda değerlendirilmezse, İslami dava uğrunda kullanılmazsa tüm çabalar boşa gidecektir Allah muhafaza…
Müslüman Dava adamı, vahiy ile dirilen, zikrullah ile mutmain olan, davet ile davasını tanıtan, tebliğ ile insanlara ulaşan, harp ile düşmanlarını avutan, Hablullah ile tefrikadan kurtulan, çile ile inancının bedelini ödeyen, cihad ile afaki ile enfusi düşmana karşı dikilen teslimiyet ile davasını, damgasını zamana ve çağa vuran ve salih amelleriyle yürüyen, yeryüzünde dolaşan şahiddir. Allah Teala’ya verdiği ahdi değiştirmeyen hakikat şahididir.
Müslüman insan, söz ve davranışlarıyla hakkın ve hakikatin temsilcisidir. Ağzından çıkan sözün canlı bir tercümanı, konuştuğunun müşahhas bir numunesi olmadıkça, söylendiğinin hakiki bir temsilcisi olamaz...Modern zamanların insanı; akla, bilgiye, bilime, güce, iktidara, maddeye dayalı bir şımarma sarhoşluğuna yakalanmıştır. Bundan sıyrılmamız gerekmektedir.Bu çağın en büyük günahı; duyarsız, değersiz, dertsiz, gayesiz, ruhsuz, kimliksiz, kişiliksiz yığınlar yetiştirmesidir…Evet, hedefsiz kitleler, duyarsız kalabalıklar anlamsızlığın girdabında çırpınıp duruyorlar…
Bundan sıyrılmak ve kurtulmak için, sağlam bir niyet ile kulluğun ve nimetlerin farkında olmaktan geçiyor.
Selam ve dua
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2013 Güvenli Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.