22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara2°C

‘’ EMR-İ Bİ’L MA’RÛF VE NEHY-İ ANİL MÜNKER’’ DEN UZAK TOPLUM

Ali İhsan Ersöz

27 Kasım 2014 Perşembe 22:07

 

"Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve allah’a inanırsınız. kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. içlerinden iman edenler de var, ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır.( al-i imran:110)

"Sizden kim (sünnetimize uymayan) bir münker görürse (seyirci kalmayıp) onu eliyle düzeltsin. buna gücü yetmezse lisanıyla düzeltsin. buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. bu kadarı imanın en zayıf mertebesidir." (tirmizi)

Emri bil mağruf ve nehyi anil münker müessesesi, islam’ın en önemli müesseselerinden birisidir. biz bu güzel vasıta ile yaratılışımızın gayesini, o,na nasıl ibadet edeceğimizi ve islam’ın ahlaki değerlerini öğretir. dolayısıyla aynı şekilde birçok insan da, bu müessesenin kullanılmasıyla yaratılışlarının gayesini, Allah’a nasıl ibadet edeceklerini ve islam’ın ahlaki değerlerini öğreneceklerdir.
öyleyse dinini dert edinen bir müslüman’ın, islamın bu önemli müessesesini kullanarak bu alandaki sorumluluğunu yerine getirmesi gerekir.
Emri bil mağruf ve nehyi anil münker: anlam olarak iyiliği emreden kötülükten sakındıran demektir.
islam, her mükellefi malumatı nispetinde bu müesseseden hesaba çekecektir. Yani, bilen bildiği ölçüde mağrufu emretme ve mün-kerden yani kötülüklerden de nehyetme mecburiyetindedir.
 Bu görevi yerine getirirken de, razı etmeye gayret göstereceği merci, Allah c.c olmalıdır, insanlar değil.Hakkı anlatmada, aktarmada ve onu bir başkasına ulaştırmada, her zaman halkın değil, hakkın rızasını ön planda tutmalıdır.
Şuurlu ve basiretli bir müslüman, insanlar hor görecekler diye, çevresindekiler kınayıp kızacaklar diye veya sevdikleri onu dışlayacaklar ve kendilerinden soyutlayacaklar diye, hiç bir zaman ne görmüş olduğu bir münkerin nehyedilmesinden ve ne de anlatılması gereken bir mağrufun tebliğinden asla geri durmaması gerekir.
Birde devrimize bakalım ahir zaman içerisindeyiz belki kıyamet alametleri baş gösteriyor her an kötü olaylar oluyor münkerler kol geziyor biz bir kötülük gördüğümüzde "aman ya bana ne" deyip geçiyor muyuz? yoksa bir kötülüğü temizlemek için biraz olsun dünya hayatımızın asr-ı saadete benzemesi için mücadele ediyor muyuz? etmiyoruz anlaşılan şu gördüğümüz susuzluk,mahsulatların verimlerinin düşmesi, başka yerde sel, depremler,maden faciaları, bu verilen cezanın bir faturası değil mi?artık insanlar evlatlarına en yakın dostuna bile bir hakikatı söylemekten çekiniyor.Onu düzeltme adına onun istikametine mukavemet kazandırma adına söz söyleyemiyor.Bunun altında yatan en büyük neden karşılıklı menfaatlerin kesilme korkusudur.
Cenabı hak c.c. bir ayet-i kerimede; mü"min erkekler ve mü"min kadınlar, birbirlerinin velileridirler. İyiyi emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namaz kılar zekât verir, Allah"a ve peygamberine itaat ederler. İşte Allah c.c bunlara rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, hâkimdir" (tevbe, 9/71).
İşte Allahın bir yanda münkeri gördüklerinde emri bil mağrufu yapmayan kullarına verdiği cezaya binaen iyiliği emredip kötülükten sakınan kullarına vereceği ödül kendi rahmeti.
Eğer inanıyorsak müslümansak kötülük gördüğümüz her yerde bir nefer gibi dikileceğiz kötülerin karşısına ve Allahın hükümleriyle hüküm edip iyiliği emredeceğiz bu bizim öncelikli kulluk vazifemizdir.
Cehaletin katmerleştiği şu ortamda eğer bir Müslüman bu görevi o cılız omuzlarında hissediyorsa ki, öyle olmalıdır. Öyleyse bu alanda elbette ki cahillerin kınamalarına ve tehditlerine hedef olacaktır. ama her şeye rağmen basiretli bir Müslüman, kınayıcıların kınamalarına, korkutucuların tehditlerine aldırış etmeden hakkı anlatıp yoluna devam eden bir kimse olmalıdır. Çünkü ona Rabbisi Kerim kitabında ve Peygamberi s.a.v de sünnet’i seniyesinde şu mesajları vermektedir :
onlar hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bu Allah’ın bir lütfüdur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş ve alim olandır. maide : 54.
Ebu said el-hudri r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular: dikkat edin! Sakın insanların korkusu, sizden birinizin gördüğü veya şahid olduğu hakkı anlatmasına mani olmasın. çünkü hakkı söylemek veya önemli bir şeyi hatırlatmak ne kişinin rızkına mani olur ve ne de ecelini yaklaştırır.Ahmed : 3 / 19. 10759.ibni kesir : 5.c.2386.s
 Ebu said el-hudri r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular: Allah için sizden biriniz bir şeyi görüp de kendi nefsini hakir ve hor kılarak söylenmesi gereken bir sözü söylememezlik etmesin. çünkü ona kıyamet gününde şöyle ve şöyle demekten seni alıkoyan neydi ? denilir. o kimse," insanların korkusudur " deyince Allah’u Teala ; ben onlardan korkmana daha çok layık değilmiydim,der.ibni kesir : 5.c.2386.s
işte bu ve emsali deliller, basiretli bir müslümanın hiçbir şeyden yılmadan yoluna devam ederek kendisini razı edeceği mercinin sadece ve sadece Allah olduğunu anlatmaktadır.

İçinizden, insanları hayra çağıracak iyiliği emredip kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun..." (al-i imran sûresi,104) emriyle böyle bir toplulukta, toplumun ve ülkenin manevi asayişi ve manevi yaralarının tedavisi için aklın şecaat mertebesinde giden ehli hikmet muhafızları bulunması gerektiğini ihtar etmektedir. Cenabı hak bizi lisanı hal ve lisan kal ile amel üzerinde daim kılsın.

SELAM VE DUA

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.