HASTANE YENİ YÖNETİMİ GÖZ DOLDURDU

       Ben eskiden genel olarak Aksaray Üniversitesi Araştırma Hastanesinden genel olarak memnun değildim. Zaman zaman da köşeme taşıyarak eleştirdim. Eleştirimin ana nedeni ise çalışan personeldi, ama bunun başını çeken taşoran fırma elemanları idi. Bunun nedeni ise sırtlarını bazı siyasilere dayayarak görevlerini suiistimal yapmaları idi. İki gün önce gece vakti bir sağlık problemim nedeni ile gittiğimde eskiye oranla personelde bir hoşgörü ve hastalara karşı saygı gördüğümü söyleyebilirim. 
     Daha önceleri gece gittiğimde o dönemim Hastane Başhekimi Cengizhan Kılıçaslan hocamı sıra bekleyen hastalarla ilgilenirken gördüğümde çok mutlu olmuştum. Ama o dönem Hastanedeki çok başlılık yetkilerin dağılması ile Cengizhan hocamamı da çaresiz bırakıyordu. Hiç değilse şu Genel sekreterlik pozisyonu kalktı da çok başlılık sona erdi. 
      Cengizhan hocamın İl Sağlık Müdürü olması ile hastanede de bir değişim rüzgarı esmeye başladı. Personelin anlattığına göre Hastaneye yeni bir disiplin geldiği şeklinde. Böyle bir disiplin ve çalışma şeklinin düzene girmesi tüm Aksaray’ı mutlu eder. Mutlu ettiği gibi hastalarımızda en azından güzel hoşgörü ile mutlu olurlar. 
      Ama gelin görün ki, ben olmazsam gerisi tufan düşüncesi ile bazı farklı kafalar, bu koltuklara ben neden gelmedim telaşına düşmüş olmalılar ki, öküz altından buzağa çıkarmaya çalışıyorlar.  
      Yeni atanan arkadaşlardan sadece bir tanesini tanıyorum, o da çok samimi olmamakla beraber. Ama ben bu arkadaşlarla ilgili yaptığım çalışmada fevkalade düzgün ve başarılı olmalarıdır.  
      Bu başarıdan rahatsız olan ve bu koltukta ben oturmalıyım diye orayı burayı ben dahil net üzerinden farklı isimlerle arayarak daha göreve gelmeden yeni gelen arkadaşları yıpratmaya çalışıyorlar. Bana gelen mesajları kulağıma bile koymadım koymam da. Çünkü önce bir konuya inanmam, görmem ve belge olması lazım. 
       Şimdi moda Fetö iftirası, hiç bir şey bulamazsan yapıştır Fetö damgasını. Olağan üstü hal döneminde atanacak arkadaşlar didik didik araştırıldıktan sonra atanıyorlar. Öyle üç köfte beş kuruşa tantanasını kimse yutmaz. 
      Hani birde benim gibi Fetö allercisi olan bir gazeteciyseniz sizin o damarınızdan girmeye çalışırlar. Varsa bir yanlış ve gerçek zaten devletimiz zamanında müdahale eder. Yoksa bu tür iftira ve dedikoduya gerek yok. 
      Bir Aksaray’lı olarak memleketimizin çocuklarının arkasında durmasını biliriz. Bu insanlarda soruşturma da geçirmiş olan olabilir. Ama bur da bir sabit suçun olup olmadığı. Versa bu konuda bir delil bende sizinle beraberim. 
      Daha işin başında yeni göreve gelmiş arkadaşlar hakkında sallamanın anlamı yok. Bizide kimse kullanamaz, kullandırtmayız da. Sizin gibi düşünenler varsa buyrun o kapıya onları kullanın.  
     Ben bu göreve yeni gelen arkadaşlarla en ufak bir iletişimim ve yakınlığım yoktur. Hiçbirisi de ne aile dostum nede çay arkadaşım. Benim için görevini dürüst ve düzenli yapması önemli. Yoksa dedikodu çıkarmak ve karalamak ancak bu memlekete zarar ve…
[12:19, 13.12.2017] +90 541 770 67 68: Tamam hocam
[14:35, 13.12.2017] Aksaray Haberci: AHMET ERBAŞ'IN KÖŞE YAZISI
[14:35, 13.12.2017] Aksaray Haberci: Dava adamının yanlış yapma lüksü yoktur!..
Ebem derdi ki “kadı anlatana göre verir imiş fetvayı…”
Biz de, duyduğumuz, inandığımız laflardan yola çıkarak bir şeyler yazıp çiziyoruz…               
Başkasını bilmem ama, şahsen benim kırgın olduğum kişiler vardır fakat; küs olduğum düşman olduğum insan yoktur.
Kendimi en beğendiğim yönüm de KÜSMEME HUYUMDUR…
İstiyorum ki, sevdiğim, beğendiğim, alkışladığım insanların hiç hatası ve yanlışı olmasın…
Hele bir de işin ucunda ve sonunda ALLAH DAVASI varsa, yapılan yanlış karın üzerine PEKMEZdökülmüş gibi sırtarıyor.
“Ben hiç hata yapmam!..” diye bir iddiam yok ama, yanlış yaptığımı anlayınca özür dilemesini de, helallaşmayı da bilirim.
KAYNAK KİTAP ve KIRTASİYE işi ile ilgili bana anlatılanı yazdım…
Doğru veya yanlış olan varsa, söyleyenlerin vicdanına kalmış…
“Şube müdürü ve okul müdürleri” diye bana intikal eden kişiler işin başında hata yaptıklarını anlayınca bu işten çekilmişler…
Bu demektir ki; yanlıştan dönmek de fazilettir.
Açık söylemek gerekir ise; Sayın Cumhurbaşkanımız ALLAH DAVASINDA tek başına mücadele verir iken güvenilerek belli makamlara getirilen arkadaşların HATA YAPMA LÜKSÜ YOKTUR…
Yanlıştan dönmek de güzeldir, yanlıştan dönenler gibi ben de bana anlatılana uygun olarak yanlışımı düzeltiyor, haksız yere üzdüğüm insanlar olmuş ise haklarını helal etmelerini bekliyorum…
TEKNOLOJİNİN GÜCÜ YETMİYOR…
İnsanoğlu teknoloji sayesinde her güçlüğün hakkından geliyor ama; bazen tabiatın gücüne gücü yetmiyor…
Amerika´da 10 gündür devam eden orman yangınını dünya devi ülke önleyemiyor.
Her şeye gücü yeten Amerika´nın rüzgarı durdurmaya ne parası , ne de teknolojisi kafi gelmiyor.
Buna; depremleri, tusunami ve hortumları da ilave edebilirsiniz…
Yukarıda örnek verdiğim tabiat olaylarının bir benzerini de Aksaray´da yaşıyoruz…
En az yağış alan, yer altı ve yer üstü SU VARLIĞI bakımından en fakir olan Aksaray´ımızda battı-çıktı inşaatında karşılaşılan YER ALTI SUYU herkesi şaşırtır iken belediyeyi ve müteahhit´i de çaresiz bırakıyor.
İnşaat alanını gören vatandaşın “GÖL OLMUŞ” diye tanımlamaları gerçeği anlatıyor…
Belediye Başkanımız Haluk Şahin Yazgı da sürekli kaynayan yer altı suyunu işaret ederek “bizim için bu olay şanssızlık, Aralık ayı ortasında inşaatı bitirip hizmete sunacaktık. İnşallah her türlü imkanı kullanarak bu şanssızlığın üstesinden geleceğiz…
Yan yolların asfalt çalışması bitince hizmete açacağız ve vatandaşlarımızı rahatlatacağız” dedi.
GAZETECİLER BAŞKANI ZİYARET ETTİ…
İnternet Gazetecileri Cemiyeti üyeleri Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı´yı ziyaret ettiler.
Cemiyet Başkanı Mustafa Avcı´nın üyeleri tanıtmasından sonra Başkan Yazgı : “25 Adet İnternet Gazetesi mi var?” diyerek merakını giderdi.
“Biz her yerde varız” diyen Avcı, “ayrıca yaşlı genç herkesin cebindeyiz ve telefonunda bile varız” dedi.