HAYAT SU MİSALİ AKIP GİDİYOR.2
Ali İhsan Ersöz
31 Mayıs 2022 Salı 15:47
HAYAT SU MİSALİ AKIP GİDİYOR.
“İnsanlar, sınavdan geçirilmeden, sadece ‘İman ettik.’ demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de sınadık. Elbette Allah sadıkları da ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.” (Ankebut, 29/1-3.)
Üstad Necip Fazıl: “İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.” Bu inişli çıkışlı hayat insanoğlunu olgunlaştırır, kıvamlaştırır, ruhumuzdaki katılıkları yumuşatır. İçimizdeki çer çöpü temizler. Su da öyle değil midir? Cehennemî bir hâl alan dünyada yolcu olarak yüreğinde cennetleri taşıyanlar vardır elbet. Hepimizin yüreğinde İbrahim de var Nemrut da, Firavun da var Musa da. Yüreğimizi dirilişe götürecek olan ruhumuza diriliş aşısını vuracak olan o muhteşem öz, o muhteşem şifa da içimizde, bizi cehennemlere taşıyacak olan zehir de yüreğimizde. Yani hem zehir hem de panzehir vardır inkılapların meydana geldiği kalbimizde.
Ey iman nimetine kavuşanlar,Allaha sığının,emirlerine yapışın,günahlardan arınıp,azaptan korunun.Herkes neye öncelik verdiğini,yarına ahirete neler hazırladığını kontrol etsin.Allaha sığının emirlerine yapışın, günahlardan arınıp azaptan korunun.Allah işlediğiniz gizli açık bütün amellerden haberdardır.(haşr-18)
Allah c.c. ömürden ve yaşamdan hesaba çekecektir. Bu dünyada insanlara bahşedilmiş en büyük servet zamandır. Zamanın her saniyesini satın alacak dünyada bir değer ölçüsü yoktur. Bu zamanın her zerresini iyi doldurmak insanın iradesindedir. İnsan dünyaya gelirken en büyük servetle donatılmış olarak gelir. Bu serveti insan istediği gibi harcar. İster zengin ister fakir fark etmez, herkese bu servet yeterince verilmiştir. Allah azzevecelle altmış yetmiş sene ömür verdiği insana, dünyada hiçbir mazerete yer bırakmamıştır. Ne ekersek onu biçeriz bu hayatta.
Ömür sermayesi her gün eriyen bir buz gibidir. Yaklaşan bir ecel, azalan bir ömür ve artan isyanımızın habercisi değil midir geçen gün hafta ay yıl? En kolay eriyen sermaye ömür. Akıp giden... Akışı unutulan... "Sermayesi eriyen adama acıyın" demiş güneş altında buz satan bir ALLAH dostu onun için... Ömrün nefes nefes eriyişini kastederek... Sermayesi eriyen adam var mı? Bir kelimecik yazarken, bir nefeslik ömür azalıyor... İşbu muhasebeler ve ince hesaplara dalar iken aslında kendimizi öğüterek diğer aleme doğru bir yolculuk yapıyoruz. Onun için her daim ölüme hazırlık ve muhasebe bilincinde olmalıyız.
Dengeli ve ölçülü yaşam hem dünyamızı hem ahretimizi mamur etmede başrol oynar. Allah c.c.peygamberin sav sınırlarını korumak haddi aşmamak gerekir. İşe önce kendimizi düzelterek başlamalıyız. Bunun için ibadetlerde ve salih amellerde istikrarlı olmak gerekir. İslam dairesinde düzenli bir hayat insana ebedi saadetin kapılarını açacaktır. Bu konuda şöyle bir hadisi şerif rivayet edilir. Bir gün Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), "Allah katında amellerin en kıymetlisi hangisidir?" diye soruldu. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) şöyle cevap verdi:
"Allah'a en sevimli gelen amel, az da olsa devamlı olanıdır." (Müslim, Salâtü'l-Müsafîrîn). Bu cevap, ibadet ve kulluğun, iyilik ve ihsanın bir denge ve düzene muhtaç olduğunu haber veriyor.
Rahmet Peygamberi, bu cevabıyla bizlere imanımızın göstergesi olarak Rabbimize ibadet ederken sadeliğe ve az da olsa sürekliliğe dikkat etmemizi öğütlüyor.
Yeni süreçlerde kendi gerçeğimizi mercek altına aldığımızda şöyle bir durumu gözlemlemek mümkün… Kendi doğrularımızı hayatlaştırmaktan uzaklaştıkça veya zorlandıkça detaylara dalıp gidiyoruz… Detaylara dalarken birçok gerçeğin ve görevin ıskalandığını görebiliyoruz.Anın vacibini ihmal eden Müslüman bireyler, zamanın ruhuna da yabancılaşıyor…Amelde zafiyet baş gösterdikçe fikirde teferruat artıveriyor. Eylemsizliğe alışan bizler, söylemde savrulmaya da kapı aralamış oluyoruz…
Hayatın her alanında Allah merkezli düşünmek, o görüyor mertebesinde kulluk şuuru ile hareket etmek..“Hayatımız da mematımız da O’na aittir.” (En’am, 162)“Biz O’na aitiz ve O’na döneceğiz.” (Bakara, 156) O’nun için Rabbimiz şöyle davet eder:“Ey îman edenler, sizi, size hayat verecek şeylere da’vet etdiği zaman Allah’a ve Rasûlüne icabet edin. Bilin ki şübhesiz Allah kişi ile kalbi arasına girer ve siz hakikaten yalınız Ona dönüp toplanacaksınızdır.” (Enfal, 24)
Allah ve Rasulü’nün davet ettiği şeyler bize hayat veren şeyler, yani hayatı hayat haline getiren şeyler, bu sebeple onlardan koptuğunda da hayatın hayat olarak anlamı kalmayacak. Hayatın hayat olması için, Allah’ın ve Rasulünün ölçüleri ile bütünleşmesi gerekir..
Bir gün her şeye veda edeceğiz bu hayatta.. ve bu dünyada hiçbir şey bizim değil.! bizim olan sadece günahlarımız varsa iyiliklerimiz bizimle gidecek. Nitekim Allah (c.c.) En'am suresi 162. ayette
"De ki: "Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir." buyuruyor. Kulluk bilinci, kendimizin bu dünyaya ait olmadığımızın farkına varmaktır. Kulluk bilinci, mensup olduğumuz din İslam'ı kulluk şuurunu unutmamaktır.
Kulluk bilinci, kısır çekişmelerden, günü birlik bencil ve bireysel düşüncelerden uzak ümmet olduğumuzun farkına varmaktır. Ümmet olma bilinciyle Allah'ın tüm insanlığı bize emanet ettiğini de unutmamalıyız.
Çünkü Allah (c.c.) "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz" (Ali İmran 110) buyurarak bizlere büyük bir sorumluluk yüklemiştir. Bu sorumlulukla hareket ederek insanlığın kurtuluşu için çalışmalıyız.
Dünyanın dört bir yanında mazlum coğrafyalarda, Arakan'da, Mynmar'da, Afrika'da, Suriye'de zulüm altındaki insanlardan da kendimizi sorumlu tutmalı ve bu bilinçle yaşamalıyız. Herkes elinden ne geliyorsa imkan dâhilinde gücünü ortaya koymalı bize emanet edilen insanlığa zaman kaybetmeden ertelemeden sahip çıkmalıyız.
Eğer insanlık bu ümmetten umudunu keserse vay halimize...
Selam ve dua ile
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2013 Güvenli Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.