İLİM SÖZ VE AMEL
Ali İhsan Ersöz
21 Kasım 2020 Cumartesi 14:49
İlim Söz ve Amel
Hak ile bâtılı ayırmanın en önemli vasıtası ilimdir. İlmin artması insana bir yük değil, tam aksine onu yücelten bir fazilettir. İnsanın ilmi ve bilgisi arttıkça tevâzuu da artar; kişi birtakım kuruntulardan kurtulur; gerçeği anlar ve iyi bir insan olmaya elinden geldiğince özen gösterir. İlmin zıddı olan cehâlet, bilgisizlik ise şiddetle kınanır.“De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”Zümer sûresi (39),
Âlim kişi Allah’a karşı itaatkâr olur; câhil isyankârdır. Bu ikisi birbirinin zıddı olup itaat fazilet, isyân ise düşüklük ve ahmaklıktır. Cehâletin her çeşidi dinimizde reddedilmiş ve kınanmıştır. “Allah içinizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltir.”Mücâdele sûresi (58), 11
Onları dünyada başarı sahibi kılar, âhirette de cennetteki makamlarını yüceltir. İlim ile meşgul olan ve öğrendiklerinin gereğini yerine getiren âlimleri de üstün derecelere ve makamlara kavuşturur. Âyet-i kerîme ilmin ve âlimlerin fazileti konusunda açık delillerden biridir.
“Allah’tan kulları içinde ancak ilim sahibi olanlar korkar.”Fâtır sûresi (35)
Bir mü’minin Allah hakkındaki ilmi ne kadar ileri derecede ve mükemmel olursa, Allah’a karşı saygısı da o kadar ileri ve mükemmel olur.
Allah c.c. O halde eğer ölüm Bil ki, Allah’tan başka tanrı yoktur. Kendi günahın için, erkek kadın müminler için Allah’tan af dile. Ne yapacağınızı ve yerinizin neresi olacağını Allah bilir. (Muhammed 19)
“Allah, hakkında hayır dilediği kimseye din hususunda büyük bir anlayış verir.0nu dinde fakih kılar.”
Buhârî, İlim 10, Humus 7, İ’tisâm 10; Müslim, İmâre 175, Zekât 98, 100. Armizî, İlim 4; İbni Mâce, Mukaddime 17
"İlim, çok bilgi aktarmak değildir. İlim, Allah'ın kalplere koyduğu bir nurdur. Bunun şartı da, ilme riayet ve hevadan bidatten kaçınmaktır."imam Zehebi
İslam bilgi edinme ve bilgiye göre söz ve hareket etme konusunda şu ölçü ve tertibi farz kılmıştır. Buhari kitabul ilim, ilim söz ve amelden öncedir buyurmuştur.Tüm müştehid imamlarımız ilmin farzı ayın olduğunu konusunda ittifaktadırlar. Bazı ayeti kerimenin tertibine bakarsanız önce ilim sonra söz ve amel gelmektedir. Ayrıca ilim söz ve amelde emir şeklinde gelmiştir. Her ayet sırasına göre Emir bildirmez. Bazen de ikinci ve üçüncü sırada yer alan bir kelimenin ifade ettiği mana önce ameliyat konu olabilir.
Örneğin miras ayetlerinde geçen bütün bu hükümler ölenin yaptığı vasiyet ve borcundan sonradır Nisa 11(Allah size, çocuklarınız hakkında erkeğe, iki kadın payı kadar (vermenizi) emreder. İkiden fazla kadın iseler bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuşlarsa anasının hakkı üçte birdir. Ölenin kardeşleri varsa anasının payı, vasiyetten ve borçtan sonra altıda birdir. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş paylardır; şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.) dikkat ederseniz burada önce vasiyet zikredilmiş daha sonra da borç oysa uygulamadan önce ölünün borçları veriliyor. Daha sonra da geriye kalan alanından vasiyeti yerine getiriliyor ki, her ayetin uygulaması hakkında ayrı ayrı durumlar vardır.
Elbetteki bunların manada uygulamaları Allah'ın resulünden alınarak bilinmekte ve uygulanmaktadır. Yoksa Allah korusun kendi kafamızdan herhangi bir ayeti tefsir etmemiz sapıklıktır. Dolayısıyla her konuda peygambere tabi olmanın farziyeti ve emniyeti daha iyi anlaşılmaktadır. Evet İslam ilmi tedris etmeyi ve bir amel işlemeye farz kıldığı halde, bunlara da bir tertip ve düzen koymuştur.
Bu tertip de farzdır.Fakihlerin ıstılahında ilmihal bilgilerini öğrenmek farzdır şeklinde ifade edilir. İlmihal ise manası çok geniş olmakla birlikte kısaca şöyle ifade edebiliriz. İlmihal demek dünya ve ahirete ait tüm imanı ve ameli şeylerdir. Öyleyse ilmihal sadece elimizin altında bir eşya iki ciltlik İslam ilmihali adıyla bulunan ibaret değildir. Evet o kitaptan içerisindekiler ilmihal bilgileridir. Ancak sadece onlardan ibaret değildir. Gerçekte ilmihal demek, Müslümanın verdiği ailevi sosyal ve tüm dünya ve ahiretle olan alakalarının Allah'ın emrine göre bilinerek yerine getirilmesidir.
Öyleyse namazın nasıl kılınacağını bilmek, namaza başlamadan önce farzı ayın olduğu gibi evlenmeden önce de evliliği nasıl olduğunu ne gibi hak ve sorumluluğu anlayıp bilmek farzı ayındır. Yine hacca gitmeden önce haccın tüm vecibelerini bilmek farzı ayın olduğu gibi sosyal hayatta münasebetlerimizi İslami sorumluluklarımız açısından bilinmesi de farzı ayındır. Siyasete girmeden önce de peygamberlerin yolu olan ve insanlığı, Allah'ın emrine göre idare etmeyi gerektiren siyasetin bilmemiz farzı ayındır. Hangi konuda olursa olsun önce İslam'ın o konudaki görüşü nedir diyebilmek, o sözü söylemeden ve o işi yapmadan önce farzdır. Bu tertibi bozan bir müslüman farkında olmadan haramlara düştükten sonra, ne yapıyorum bilmiyordum demek mazeret değildir. Çünkü önce bil sonra yap emir tertibi ile birlikte farz kılınmıştır.
Efendimiz sav; “Dünyayı isteyen ilme sarılsın, ahireti isteyen ilme sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen ilme sarılsın.”( Tirmizi, Daavat, 68.)
SELAM VE DUA
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2013 Güvenli Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.