KADINA DEĞERİ KİM VERDİ?
Erdoğan Kaya
09 Şubat 2016 Salı 11:10
Son günlerde sanal alemde paylaşılan bir paylaşımda. ” kadına Oğuz Türkler değer verdi” başlığı ile bir yazı gözüme çarpmaya başladı. Bu bir kültür ve anlayış meselesi olmakla beraber belki bu düşünce doğrudur. Ama bunun arkasında kadını köle gibi gören Arap kültürü düşünceleri doğru bir algı değildir. Bunun arkasında Arap kültüründen maksat Peygamber efendimizin Arap kökenli olması nedeniyle meselenin arkasında kadını İslam köleleştirdi meselesi yatmaktadır.
Bugün kadının korumaya alınması, kadına şiddet uygulanmasının önlenmesi devletimizin aldığı bir yasal karar olmakla beraber. Kadına şiddet uygulayan insanlar cahil insanlardır. Kocasını tahrik ederek şiddete maruz bırakan kadında cahildir. Yani bu tür şiddetler cahil insanların yaptığı tutarsız davranışlardır.
Madem eskiden cehalet vardı kadına şiddet uygulanıyordu da, şimdi cehalet yok, okumuş ve kültürlü insan sayısı çok o zaman kadına şiddet neyin nesi? Demek ki bu bir kültür yozlaşması ve anlayışından başka değildir. Bir insan kadına şiddet uygulamadığı gibi ona tokat bile vurmaz. Bunun ne dinle nede imanla ve nede gayri müslümlükle alakası yoktur. Bu insanın içinde meydana gelen kültür meselesidir.
İslam dininden önce evet cahiliye döneminde kız çocuklarını diri diri toprağa gömen cahillerin önüne Yüce Peygamber geçerek buna engel olmuştur. Onlarında bir değer ve insan olduklarını yüce dinin mensupları ortaya koyarak sahip çıkmıştır.
Kendisinden yaş olarak çok küçük olan Hz. Ayşe’yi onura edip taltif eden yüce Peygamberimiz değilmidir? Onunla koşu yaptığında müsamahakâr davranıp Ayşe’nin kendisini geçtiğinde kendisine iltifatta bulunarak kendisini geçtiği şeklinde nefsini okşamamışımdır?
Arap kültürü ile İslam dininin kadına verdiği değeri karıştırmamak lazım. “ Cennet anaların ayakları altında” hadisini neden unuturuz? Bu ne demek oluyor kadının rızasını kazanmakla cennete girebilirsin, kadın bizim baş tacımız demek değilmidir?
Şunu da söylemek isterim ki, devletin kanunları kadına haklar sağladı diye kadınlar kocalarını hiçe saymamalıdırlar. Kadın kadınlığını erkekte erkekliğini bilmelidir. Kadın dırdırı bırakıp uyumlu eş olmaya çalışacak. Erkekte haksızlığını ve sorumsuzluğunu cehaletini kullanarak kadını dayakla bastırmayacak. Zaten bu düşünce insanlarda hakim olsa ne kadın şiddet görür nede yuvalar bozulur.
Erkek erkekliğini bilecek kadına dırdır fırsatı vermeyecek. Yapamadığı şeyleri açık bir dille eşiyle paylaşsa zaten ne dırdır olur neden şiddet. Kendisini güçlü görüp kadını zayıf tanımlayarak baskı ve şiddet o ailede ne mutluluk nede sevgi bırakır ve sonuçta da aile yuvalarının yıkılıp dağılmasına sebep olur
Aile sorumluluğu taşımayan erkelerde daha çok şiddet mevcuttur. Bunun ne dinle nede inançla alakası yoktur. Kültürsüz ve cahil tarafların yaptığı uygulamalardan başka değildir. Hangi ırktan ve kavimden olursa olsun sorumluluğunu bilmeyenler şiddete başvurur. Bunla acizliğin ve sorumsuzluğun gereği olan davranışlardır. . Her şeyin arkasında İslam dinini sorumlu tutarak kadına İslam’ın değer vermediğini söyleyenlere şu ayet ve hadisler örnek olmalı:
“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık..” (Hucurat 49-13)
“Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli- dişili) iki eş yarattık.” (Zariyat 51-49)
“Allah sizi önce topraktan sonra nütfeden yarattı. Sonra sizi çiftler (erkek-dişi) kıldı. O’nun bilgisi olmadan hiçbir dişi ne gebe kalır ne de doğurur. Bir canlıya ömür verilmesi de, onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır.” (Fatır 35-11)
“Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı huyu en iyi olanlarınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım. Kadınlara ancak iyi insanlar güzel davranır, onlara karşı ancak kötü kişiler, ihanet eder.” (Camiussağır c. 2 S. 11-12)
“Bir kişi, sevabını Allah’tan umarak ailesine harcama yaptığında, bu harcama onun için sadaka olur.” (Buhari İmam 41)
“Veren el üstündür. Vermeye, geçimini sağlamakla yükümlü olduğun kimselerle; annenle, babanla, kız ve erkek kardeşlerinle başla. Sonra da yakınlık durumuna göre devam et.” (Nesai Zekat 51)
“Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter.” (Ebu Davut Zekat 45). Yorumu sizlere bırakıyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2013 Güvenli Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.