KANLI NOEL MAĞDURU BİNBAŞI NİHAT…

KANLI NOEL MAĞDURU BİNBAŞI NİHAT…

            Üç gün önce “Kanlı Noel” mağduru Nihat Binbaşı (Tabip Tuğgeneral Nihat İLHAN) ebedi hayata irtihal etti. Anısına yazıyorum. Nihat Binbaşı diyoruz çünkü Türkiye bu ismi 1963’te gerçekleşen kanlı baskında duydu ve hafızalara bu isimle kazındı.

            Belki gazinin arkasından bir iki satır yazı yazmak edebiyat gibi yorumlanacak ama böylesine dirayetli ve vatan sevdalısı bir paşanın hayatından bir pasaj geçmek, onu hayırla yad etmek bizim vefa borcumuzu bir nebze yerine getirecektir.

            Bilindiği üzere Kıbrıs adası Osmanlı tarihinde önemli bir yer tutar. ll. Selim Han zamanında (1571) fethedilen Kıbrıs adası tarih boyunca stratejik önemini korumuştur. Osmanlı döneminde Venediklilerin adada ve bölgede nüfuzlarını artırmaları, korsanlık faaliyetlerine ağırlık vermeleri fethi mecburi hale getirmiştir. Bunun üzerine Şeyhülislam Ebussuud Efendiden fetvayı alan ll. Selim Han veziri Lala Mustafa Paşa’nın başkomutanlığında sefere çıkmış ve Kıbrıs adasını büyük bir mücadele sonunda Osmanlı topraklarına katmıştır. Bugünkü Lala Mustafa Paşa Camii de tıpkı Ayasofya Camii gibi (Fetihten önce bir katedraldi) bu fethin nişanı ve hatırasıdır. Konya, Karaman ve Mersin yöresinden götürülen Türkmenlerle bu adanın Türkleştirilmesi sağlanmıştır. Dolayısıyla Yunanistan ve Kıbrıs Rumları için bu topraklarda Türklerin bulunması hazımsızlık nedenidir.

            Osmanlı – Rus Harbi 1878 (Meşhur 93 Harbi) döneminde Berlin Konferansı’nda imzalanan Kıbrıs Sözleşmesi gereği Kıbrıs İngilizlere emanet edildi. l. Dünya savaşında Osmanlı Devleti’nin Almanya’nın yanında yer almasıyla İngilizler adayı zapt ettiler, Yunanistan’a teklif ettiler, Yunanistan’ın kabul etmemesi sonucu 10 yıl daha İngiliz hakimiyetinde kalan Kıbrıs, Lozan Antlaşması’nın 21. Maddesi gereğince Birleşik Krallığa (İngiltere’ye) ilhak edildi. Böylece İngiltere’nin garantörlüğünde-tahakkümünde bir Kıbrıs devleti ortaya çıktı.

            İlerleyen yıllarda adadaki Rumlar Türklerden arındırılmış Kıbrıs Rum devletine odaklandılar. Bu devletçik Yunanistan’a bağlanacaktı. Buna bağlı olarak ENOSIS ideali (Yunanistan’a bağlanma anlamında kullanılmış) körüklendi. Bu hareketi icra eden EOKA isimli illegal Rum örgütü 1930’lu yıllarda varlık göstermeye başladı. Her geçen yıl çete faaliyetlerine hız verdiler. Böylece l. Dünya Savaşı’ndan sonra adada ilk Türk katliamları başlamış oldu.

            Özellikle 1950’li yıllarda ve sonrasında bu katliamlar bir hayli fazlalaşmıştır. Hatta halk ozanı Özay GÖNLÜM ’ün de konuya dikkat çeken “Kıbrıs Mektupları” adında seslendirilmiş hikayeleri vardır. Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar olan süreçteki uyarıları katliama engel olamamış, her çıkarma ihtimali engellenmiştir. En dikkat çeken katliamlardan birisi de Kumsal Katliamı-Kanlı Noel olmuştur. Katliamın Kumsal Kasabasında ve 24 Aralık’ta (Noel arifesi) gerçekleşmesinden dolayı bu isimle anılmaktadır. Bu katliamda banyoda katledilen üç çocuk ve annenin fotoğrafı bu katliamın simgesi dolayısıyla Kıbrıs katliamlarının somut bir izi olarak hatırlanır. Bu ailenin reisi Tabip Binbaşı Nihat İLHAN vazife başında olmasından dolayı ailesinin katledildiğinden üç gün sonra haberdar olabilmiştir. Henüz 3 aylık, 4 yaşında ve 6 yaşında olan çocuklarına ve genç eşine bu katliamda veda etmiştir. Zamanın iletişim ve ulaşım sıkıntısından dolayı cenazeleri Türkiye’ye getirmekte oldukça zorlanmıştır. Çocuklarını memleketi Elazığ’a götürmüş, bizzat elleriyle yıkamış ve defnetmiştir.

            Kahraman binbaşı bütün dirayeti ve metanetiyle hayata devam etmiş ve devletine hizmet etmeye devam etmiştir. Bu olaydan sonra Kıbrıs’a bir daha dönmemiş ve Türkiye’de Tabip Tuğgeneral olarak emekli olmuştur. Emekli olduktan sonra Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanlığı yapmış ve buna benzer hizmetlerde bulunmuştur. 23 Kasım 2016 Çarşamba günü 92 yaşında vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun, mekanı cennet olsun.