22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara6°C

RAMAZAN DERVİŞLİK AYI DEDİK.! SONRASI.!

Ali İhsan Ersöz

13 Haziran 2018 Çarşamba 14:42

Ramazan dervişlik ayı dedik.! sonrası.!

"Kullukta devamlılık esastır"

Cenab-ı hak şöyle buyurur.

“Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”  (Hicr suresi – 99. ayet)

Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden Azad olan mübarek ramazan ayını geride bıraktık. Oruçla bedenler ve nefisler terbiye altına alındı.

Güzel, mübarek, sevaplı, feyizli, tariflere sığmaz hoşlukta bir manevi mevsim olan Ramazan geride kaldı. Bir bakıma hüzünlüyüz ama Allah herhalde hüzünlü olmamızı da istemediğinden, Ramazanın sonunda bayram eylemiş. Elhamdülillâh bayrama giriyoruz.

Ramazanda kazandıklarını heba etmemesi için, Cenâb-ı Hak, ayet-i kerimede mü’minleri şöyle ikaz eder:“İpliğini sağlamca büküp eğirdikten sonra çözen, böylece bütün emeğini boşa çıkaran ahmak kadının durumuna düşmeyin.”(en-Nahl, 92)

Hayırlı, güzel hasletleri kazanmak, gayret ve emek ister. Rabbimiz ’in lütfuyla güzel bir niyet ve azim ile, sebat ve sabır gösterip bir hayra erişen mü’min; ulaştığı hâl ve kıvamı muhafaza etmeye de azami gayret göstermelidir. Çünkü örmek, zordur; sökmek, kolay… İnşa etmek, adım adım, ince ince gayret demektir; yıkmak ise basit, kaba ve bir anlık iştir… Kazanmak kadar, belki daha fazla; korumaya ihtimam göstermek zaruridir…

Yapılan salih amellere, fedakârlıklara itimat edip de, gevşemek; yapılanları da kaybettirecek bir tehlikedir Helaktir. Rabbimiz bizleri, bu tehlikeden sakındırmak için şu duayı talim buyurur:

“Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme (kalplerimizin eğrilmesine, hidayet yolundan ayrılmasına müsaade eyleme)…”(Âl-i İmrân, 8)

Bir Ramazan-ı şerif sona erdiğinde, bu mübarek iklimi değerlendirmiş mü’minlerin amel defterleri hayırlarla doludur. Namazlarla, oruçlarla, tilâvetlerle, hayırlarla, infaklarla, türlü türlü Salih amellerle maneviyat kuvvetlenmiş, nefsin arzuları riyazetle dizginlenmiştir. Yani helâlleri asgaride kullanmak ile nefs tezkiye edilmiştir. Nefis, Ramazan-ı şerifin temsil ettiği riyazet hâline alışmaya başlamıştır.

Yani; Mü’minde, kâmil Müslümanın esas hususiyetleri tezahür etmeye başlamıştır. Bencillik ve katılık erimiş, merhamet ve fedakârlık ziyadeleşmiştir. İftar sofralarında ikram ederek, sadaka, zekât ve her türlü infak ile cimrilik mağlûp olmuş; cömertlik galip gelmiştir. Kibir gerilemiş, açlık hissinin tefekkürü ile hiçlik ve tevazu şuuru inkişaf etmiştir. İhlas ve samimiyet ile eda edilen ibadetlerin ruhaniyetiyle, kalkan misali koruyucu oruçlarla; iffet ve hayâ hasletleri kavileşmiş, nefsin fısk u fücura temayülü bertaraf edilmiştir. Hasılı müminde âdeta bir eğitim kampı mahiyetinde tesir ve iz bırakan Ramazan-ı şerifte; bütün güzel hasletler, sabır, nezâket, merhamet, fedakârlık, cömertlik, itidal, adalet ve cesaret inkişaf etmiştir. Bedenin tüm azaları oruçlu hale gelmiştir.

Ramazan-ı şerifin takva mektebinden ebedi bayram şahadetnamesi ile başarıyla mezun olunabildiğinin delili de kazanılan hasletlerin, bayram sonrasında da zamanın nefsani akışına mukavemet gösterebilmesi olacaktır. Şartların değişmesine rağmen, takva ile kullukta muvazenenin bozulmaması olacaktır. Allah Teâlâ’nın, onun oruçlarını kabul ettiğini gösteren en büyük alâmet, Ramazan’dan sonraki hayatının Ramazan’dan öncekine göre daha iyi ve rızayı ilâhîye daha uygun olmasıdır. Bir başka ifadeyle Ramazan’ı bütün yıla yaymaktır;

İmandaki hedef; inancın ve bilginin; söz, fiil ve davranışlara yansıması olmalıdır. Bu nedenle, ramazandan sonra nefsimizin isteklerine kanıp gafil olmayalım. İbadet, sadaka, güzel davranışlar ve tövbe ile arındırdığımız gönüllerimizi tekrar günahlarla kirletmeyelim. Zira Ramazana veda etmek, ibadete, iyiliğe, kardeşliğe ve yardımlaşmaya veda etmek olmadığı gibi nefsin isteklerine yönelmek hiç değildir. Şu duanın dilimizden hiç düşmemesini temenni ediyorum:

'Yâ Rabbi! Ömrümüzü ramazan, ahiretimizi bayram kıl !'

Allah ramazan sonrası mü’minlere bayram lütfetmiştir. Bu bayramı da hakkı ile yerine getirmek ancak bir mümin için sevgi saygı muhabbet ikliminde olursa bayram olur.

Abdullah Bin Ömer şöyle buyuruyor:

“Geceleri hep kâim olsam, gündüzleri oruçla geçirsem ve bütün malımı da Allah yolunda infak etsem de Allah’a itaat eden bir mü’mini sevmeden ölsem vallahi bu yaptıklarımın bana bir faydası olmaz.

”Onun için bayramda,anne babalarımızı ihmal etmeylim.Sıla-i rahim, iletişim, sevgi saygı ile coşkun hale getirelim.Birbirlerimizi sevelim dua edelim.

Ramazan imanımızı pekiştirsin,

Oruç günahlarımızı döksün,

Kur'an ebediyen yolumuzu aydınlatsın

Yaklaşan Ramazan Bayramınız Mübarek Olsun…

Selam ve dua

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.