SABR'A DAVET

SABR’A DAVET

 ES SABR;Allah, (azze ve celle) çok Sabredendir. Çok sabırlıdır. İsyankârlardan acele intikam almayan; hiçbir şeyde acele etmeyen; kendine isyan edenlere bile mühlet verendir.

Sabr;meşakkatlere metanetle karşı koyma Allah’a tevekkül ederek ondan gelene teslimiyetle rıza gösterme hali nefsin isteklerine karşı direnme gücü vazifelerimizi yerine getirirken karşılaşılacak güçlüklere zorluklara karşı dayanma gücü

Cenab-ı  Hak c.c. buyurur; Asr´a yemin olsun ki, insan mutlaka bir ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.

Diğer bir ayeti celilede Allah c.c.;Peygamberlerden ülü'l-azm olanların sabr ettikleri gibi sen de sabr et! Onlara azab verilmesi için duâ etmekte acele eyleme. (Ahkâf sûresi: 35)

Gazali r.a. Sabr dînin yarısıdır der.

İslam ahlakçıları sabrın faziletinin belli başlı faydalarını şöyle sıralar; insan sabır sayesinde nefsim gayrimeşru isteklerine ahlaksızlık ve günah işleme tabağında karşı koyar. Allah'a karşı sorumlu olduğu kulluk görevlerini üşenmeden yerine getirir. İbadetlerin nefse ağır gelmesi onun yıldırmasın hastalık ve çeşitli kazaları uğramaktan kaçınmak, Kurtuluş çareleri ne başvurmak Allah'tan afiyet dilemek ile beraber yine de kendisini ve yakılanlarına bir musibete uğraması halinde, kötümserliği ve ümitsizliğe kapılmadan, isyan etmeden, tam bir metanetle Allah'a sığınır. Sabır insanın dini, milleti ve diğer mukaddes değerlerini hedef alan tehlikelere, tam bir metanet de karşı koymasını sağlar. Sabır sayesinde insan kendisinin ve ailesinin geçimini, milletinin refahı için, üzerine düşen işleri yakınlık ve tembellik göstermeden yerine getirir. sabır tam bir olgunluk ve üstün ahlak tezahürüdür.

Hakkı ve sabrı tavsiye, toplumsal hayat ve birlikte yaşamanın getirdiği bütün ahlâkî görevleri içine alan geniş kapsamlı bir görevdir.

Sabır, nefsimizin bitmek tükenmek bilmeyen heveslerine, doymaz iştihalarına, azgın arzularına, karanlık günah bataklıklarına, bir ömür boyunca ensemizdeki şeytanın iğvalarına, dost görünen düşman arkadaşlarımızın kandırmacalarına, dünyanın maskeli ve yaldızlı yüzüne…           

Sabır… Vefâsızlara karşı vefâya, unutulmaya karşı unutmamaya, gelmeyene gitmeye, isteyeni boş çevirmemeye, insanlara yüz ekşitmemeye, arkasından konuşmamaya, iftira atmamaya, yalan söylememeye, söz taşımamaya, yüz-göz hareketi yapmamaya…                                   

Sabır, insanca yaşamaya, müslümanca yaşamaya… Dininden, inancından tâviz vermemeye, emr-i bi’l-mârufa, nehy-i ani’l-münkere, hakkı ve sabrı tavsiye etmeye, insanların hepsinin terk ettiği bir sünneti  ihyaya, unutulan bir farzı îfâya…      

Sabır, gecelerin gizlediği gözyaşlarına, kuytuların gizlediği infaklara, secdelerin şâhit olduğu teheccüdlere, gözlerin şâhid olduğu kıraatlere, tilâvetlere…         

Sabır… için katlanılan zulümlere, işkencelere, çilelere, yokluklara, darbelere, yalnızlıklara, küslüklere, hicretlere…

Sabır yağdır yaRabbi nefsinize ve şeytanın vesveselerine. ...

SABR-I CEMİL (SABIRLARIN EN GÜZELİ)

selam ve dua