22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara5°C

SAHİ BİZE NE OLDU.!?

Ali İhsan Ersöz

29 Ağustos 2018 Çarşamba 12:09

SAHİ BİZE NE OLDU.!?

Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı. Evinin sultanı idi dışarının kölesi değil.!!

Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.

Hatta babanım bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi.

Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki

En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı. 

Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.

Caferlerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.

Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik.

Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.

Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık. Hatta üstümüz başımız toz toprak olurdu.

Annelerimiz bu durumu bildiklerinden, arkadaşlarımıza bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik.Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik.

Kısacacı evine girip gelen (ki sadece çişi gelen giderdi evine) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi. Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve bazen, yoğurt ekmek ,bazen de ekmek arası pırasa olurdu.

Marka ayakkabı ve elbiselerimiz yoktu.Ama marka arkadaşlarımız komşularımız vardı.En iyi ayakkabımız kilitli naylon ayakkabı, lastik yemeni paramız olursa bayramda sümer iskarpini.

Cebimiz de harçlığımız çok nadir olurdu, olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık.Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.

Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştılırdık. Polisler gelmezdikavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz,onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi,en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.

Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık. Misket gazoz kapağı, çelik çomak oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.Başka uzak mahallelere top oynamaya mahalle maçlarına gider güvenli bir şekilde geri dönerdik.

Ceza ve mükâfatı birlikte yaşardık. Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik.Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik. Çocukken doktora gittiğimi hiç hatırlamıyorum.

Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.

Sokaklarımız ruhsuzlaştı . Sanki sokaklarda hiç çocuk kalmadı. Komşusunu tanımayan yığınlara dönüştük.

Evimizi! Kendimiz temizlerdik, yardım ederdik kapı silmece, bilmem kaç kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.

Evlerimiz var içinde yaşayan yok.Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok.

Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay 

insanlar…

Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz..

Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu.

Ben kapılarında ” vale ” lerin, ” bady ” lerin beklediği ekrandan bakıp garip akrabasının dahi giremediği site, avm, lokanta, cafe v.s  yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.

Benim değildir bu kültür.

Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.

Nedir bunlar?

Kapitalist dünyanın, reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.

Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.

İyi de neden böyle olduk ?

Biz mi istemiştik?

Yoksa hak ! mı ettik?

Ya sizce ?

Selam ve dua

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.