22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara4°C

TERÖR KORKUSUNA KARŞI 9 ÖNERİ

​Sadece ülkemizde değil dünyanın her köşesinde, terör saldırıları pek çok kişide önemli derecede travma yaratabilen bir sorun.

Terör Korkusuna Karşı 9 Öneri

17 Mart 2016 Perşembe 10:15

Terör korkusu nedeniyle korkuya ve paniğe kapılmak, dışarı çıkamaz hale gelmek sık görülen davranışlar. Kimileri tıpkı stresi yönetebildiği gibi terör korkusunu da soğukkanlılıkla yönetebilirken ve kendini teskin edebilirken, kimileri ise yapıları gereği soğukkanlı davranamıyor ve terör korkusunu tüm benliğiyle yaşayarak bunun fiziksel ve psikolojik olumsuz etkilerine maruz kalabiliyor. Acıbadem International Hastanesi’nden Yrd. Doç. Dr. Psikolog Ferahim Yeşilyurt, terör korkusuna karşı 9 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

 

Kaçınmaları azaltın

Yaşanan her bir yeni terör olayı, öncekilerde hissedilen duyguları da yeniden harekete geçirebiliyor. Özellikle de daha önce terör saldırılarında evini, akrabalarını, yakınlarını, sevdiklerini ve işyerlerini kaybedenlerde yeniden bir üzüntü, öfke, suçluluk duygusu, pişmanlık gibi duygularda artış yaşanabiliyor. Korku sonucu kaçınma davranışları örneğin, çocuğunu okula göndermemek, eşini işe göndermemek, toplu taşımaya binmemek ve kalabalık ortamlardan uzak durmak gibi koruyucu davranışlar ortaya çıkabiliyor. Ancak bu davranışlar kısa süre normal kabul edilse de uzun süreli olması, bu korku konusunda psikolojik destek alınmasını gerektirebiliyor.

Günlük yaşamınızı alt üst etmeyin

Terör örgütleri, korku yaratarak sizin günlük yaşamınızı sekteye uğratmaya çalışıyor. İşe gitmenizi, okula gitmenizi, arkadaşlarınızla buluşmanızı engellemeye çalışıyor. Rutin hayatınızı bozmak korkunuzu daha fazla artırabilir ve her an aklınızda aynı korkunun canlı kalmasına yol açabilir. Bu nedenle günlük işlerinizi ve alışkanlıklarınızı bozmayın.

Riski görmezden gelmeyin

Bazı kişiler, terör olaylarıyla ilgili bir aldırmazlık halinde olabiliyor. “Bize bir şey olmaz” ya da “Bana bir şey olmaz”  şeklinde düşünebiliyor. Bu düşünce bir miktar bizi psikolojik olarak korusa da olası riskleri tamamen görmezden gelmeye neden olduğunda da sorun olabiliyor.

Medyayı kontrollü kullanın

Bazen şehit cenazeleri, olay görüntüleri, çığlıklar, ağlamalar olabildiğince ayrıntılı olarak veriliyor. Bu haberleri sürekli olarak izlememeye çalışın. Tekrar tekrar aynı haberleri izlemek sizde travma belirtileri ortaya çıkarabilir. Depresyon ya da kaygı bozukluklarına neden olabilir.

Endişelerinizi paylaşın

Yrd. Doç. Dr. Psikolog Ferahim Yeşilyurt “Yaşadığınız duyguları başka insanlarla paylaşmak korkularınızın azalmasına ve rahatlamanıza yardımcı olabilir. Bu doğrultuda öncelikle ailenizle ve yakın çevrenizle olan biten hakkında konuşarak paylaşın. Tek başınıza bu sorunlarla baş etmek yerine çevrenizden destek sağlayın” diyor.

Sosyal medyada söylentilere temkinli yaklaşın

Toplumun genel olarak korku ve endişelerini artıran durumlarda toplumsal güven duygusu sarsılmaya başlar. İnsanlar olası tehlikelerden haberdar olmak için yoğun bir haber arayışı içerisine girerler. Bu ortamda doğruluğu test edilmemiş bilgilerin yayılması insanların güvensizliğini daha çok artıracaktır. İstihbaratta tanıdığı olan biri tarafından alınmış bir haber, emniyetteki bir tanıdık ile başlayan söylentiler hızla yayılır. Bu haberlere karşı dikkatli olun. Zaman zaman küçük duyum ya da söylencelerin abartılarak kulaktan kulağa yayılması başka insanları korkutabilir. Bundan kaçının. Diğer taraftan asılsız söylentiler yaşanılan panik duygusunu artıracaktır. Bu nedenle, bu tür duyumlara karşı temkinli yaklaşmanız çok önemli.

Ailece duygularınızı paylaşın

Evinizde ailenizle bir toplantı yaparak olayları değerlendirin. Toplantıda terör olaylarının sizde uyandırdığı duygulardan bahsedin, tüm aile bireylerinin de kendi duygularını paylaşmalarını sağlayın. Ardından bu durumlarla ilgili yapılabilecekler için bir yol haritası hazırlayın. Kalabalık yerler bir süre sık gitmemek, terör haberlerini abartarak yaymamak gibi.

Çocuğunuza model olacağınızı bilin

Çocuklar önemli durumlarda büyüklerinin davranışlarını takip ederler. Eğer yetişkinler sakin kalabiliyorsa onlar da sakinleşebilirler. Tersi durumda siz korkuyorsanız çocuğunuz da korkacaktır. Bu nedenle kendi korkunuzu yenmek çocuğunuzun korkusunu da azaltmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca korkunuzu çocuğunuza yansıtmamaya dikkat edin.  

Çocuğunuzda güven duygusunu artırın

Yrd. Doç. Dr. Ferahim Yeşilyurt “Sevmek, üzülmek gibi korkmak da doğal bir duygu. Ebeveynlere düşen, çocuklarının korkularıyla ilgili gözlem yapmak ve yaşadıkları duyguları ifade etmelerine zemin hazırlamak. Anlayışlı ve işbirliğine dayalı bir yaklaşım faydalıdır. Bu korkuları yaşayan çocuğunuzu ‘Korkacak ne var, bir şey olmaz’ gibi ifadelerle geçiştirmeyin. Sorduğu sorulara yaşına göre kısaca anlayabileceği biçimde yanıt vermeye çalışın. Çocuğu dinlemek, onunla daha fazla vakit geçirmek olası sorunların aşılmasına katkı sağlar” diyor. 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.