TEVHİDİ TANI ŞİRKİ HAYATTAN ÇIKAR.

TEVHİDİ TANI ŞİRKİ HAYATTAN ÇIKAR.

Sözlükte “tek ve bir olmak” anlamındaki vahd (vahdet, vühûd) kökünden türeyen tevhîd “bir şeyin bir ve tek olduğunu kabul etmek” demektir. Kâmil bir müʼmin, Allâhʼın varlık ve birliğine şeksiz-şüphesiz îmân etmiş kimsedir. Dolayısıyla kâinattaki bütün tasarruflarda Cenâb-ı Hakkʼın yegâne hükümrân olduğunun şuur ve idrâki içinde yaşar. Zira tevhîd inancının ortaklığa tahammülü yoktur.

Şirk, Allah’a eş ve ortak koşma, ortak isnat etmek demektir. En büyük zulüm olan şirk, kulu ebedî olarak Cehennem’e dûçâr eder. Şirk koşmak, inkâr etmek veya münâfıklık yapmakla kul, Rabbine ve tevhîd ehline hiçbir zarar veremez. Fakat kendisini ebedî azâba müstahak ettiği için, nefsine en ağır şekilde zulmetmiş olur.

Şüphesiz ki Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun (şirk) dışında kalanları dilediği için bağışlar. Kim de Allah’a şirk koşarsa, hiç şüphesiz büyük bir günahla iftirada bulunmuş olur. (4/Nîsa 48)

Allah’ın affetmeyeceği tek günah şirktir ve Allah neyden sakınacağımızı net bir şekilde ortaya koymadan bizi sorumlu tutmaz peki şirk nedir, neler şirk sayılır..?

1- Şirk ortaklık demektir yani herhangi bir açıdan Allah ile yarattıkları arasında benzerlik ya da denklik varsaymaktır…

2- Şirk bir dindir, dinsizlik değildir. Tarih boyunca Hak din batıl olan bu din ile savaşmıştır…

3- Şirk kulların diğer kullara kulluk ettiği inancın adıdır…

Şirk lügatte, pay vermek anlamındadır, Kur’ani kullanışta ise şirkten kasıt

Allah-u Teala’ya ortak ve benzer koşmaktır. Şirk, tevhit ve “hanifliğin karşısında yer almaktadır. Hanif yani, istikamet ve itidale yönelmek. Muvahhit insanlar şirkten yüz çevirip tevhit esasına yöneldikleri için onlara hanif denir.

Şirk iki kısma ayrılır: Akide de şirk ve amelde (ibadet ve itaatte) şirk.

İtikatta şirk insanı küfre götürürken

Amelde şirk insanı küfre götürmez.

Akidede şirkin de kısımları var:

1- İlahiyatta şirk: Allah’ın dışında, bütün ilahi sıfatlara sahip müstakil başka bir varlığın olduğuna inanmak

2- Yaratmada Şirk: Alemde müstakil iki ayrı yaratıcının olduğuna inanmak

3- Rububiyette Şirk: Alemdeki işlerin idaresinde birbirinden ayrı rablerin olduğuna inanmak

Amelde şirkte iki kısıma ayrılmaktadır:

Açık şirk ve gizli şirk.

1- Açık şirk: Doğrudan Allah’a eş koşmak, Allah’ı bildiği halde Allah’tan başka şeylere tapmaktır. Meselâ güneşe, aya doğaya ve puta tapmak şirktir.

2- Gizli şirk ise: Riya gibi, gösteriş gibi, desinler için amel yapmak gibi, amel ve davranışlarımızda yüzümüzü Allah’tan başkasına çevirmek, Allah’ın rızası olmayan bir işte Allah’tan başkasından lütuf ve takdir beklemek, amel ve davranışlarımızda Allah’ın rızasını gözetmemek ve önemsememek, bunun yerine başkalarının rızasını benimsemek olarak tanımlanabilir. Ki, Peygamber Efendimiz’in (asm) ümmetinin düşeceğinden endişe buyurduğu amel budur. Burada, kişi farkında olmadan ameli için çıkış noktası olarak Allah’tan başka birisinin nazarını ve aferinini esas almış olmaktadır. 

Kur’an’a göre şirkin bütün kısımları sapıklık ve Allah’a büyük bir zulüm sayılmaktadır.

Şimdi nelerin şirk olabileceğini tanımaya çalışalım:

1- Yüce Allah’ın eşi-benzeri, ortağı, yardımcısı ya da bir başkasına muhtaç olduğunu gizli ya da açıkça savunmak…

2- Allah’ın yalnızca kendisinde var kabul ettiği özelliklere başkalarını da ortak etmek şirktir yani sınırsız görme, işitme, gaybı bilme vs.. Özlliklerine başkalarını da ortak etmek…

3- Kainatın ve insanların işleyiş-yaşayış­­ kurallarını ancak Allah belirler başkalarını esaslarını ve tesbitlerini zamanlar üstü kabul etmek şirktir. Sorgulanamaz ilan edilen her şey aslında Allah’a ortak ilah ilan edilmiştir…

4- Yüce Allah’ın belirlemiş olduğu ilke ve esasları dışlayıp başkalarının emir ve yasaklarına göre hayat sürmek onlar için yaşamaktır ve kim kimin için yaşıyorsa onun kulu olmuştur…

5- Yalnızca Allah’ın yapabileceği eylemleri bir başkasından beklemek de şirke düşürür, ölüleri diriltmek, dualara cevap vermek, olağan dışı yollarla birilerinin çarpabileceğini ya da kurtarıcılık yapabileceğini iddia etmek şirktir…

6- Mülk Allah’a ait olduğu halde onun koyduğu paylaşım ve işletim sistemini kabul etmemek şirktir. İnfak, zekat, sadaka vs… Farzları küçümsemek ve kamuya ait olan tüm ihtiyaçları tekeline-kendi kontrolüne almak tağutluktur, şirktir…

7- İnsanlar arasındaki gelir dağılımındaki adaletsizlikleri, hukuksuzlukları Allah’ın takdiri saymak bunlardan Allah’ı suçlamak / Kaderci mantık şirktir.

8- Canlı cansız varlıkları kutsamak onların görüş ve düşüncelerini Kur’an’ın önüne geçirmek şirktir, şayet dini ya da siyasi liderler, kendi tesbitlerinin Allah’ın ilkelerinin öne geçirilmesinden memnun iseler ortada firavunluk söz konusudur. Bunlara tabi olanlar firavunun kullarıdırlar…

9- İster dini ister siyasi olsun bazı kişileri, kitapları her zaman yol gösterici kabullenip eleştirilemez-dokunulmaz saymak tam anlamıyla put uydurmaktır ve bu anlayışı kabullenenler şirktedir…

10- Yalnız Allah için yapılabilecek, yalnız Allah için söylenebilecek ve yalnız Allah için kabul edilebilecek şeyleri başkaları içinde kabul etmek şirktir, tamamen ortak koşmaktır…

11- Allah’ın özelliklerini Allah’a yakın varlıklarda varsaymak, Allah’ın birilerine özel yetkiler verdiğini kabullenmek, Allah’ın birilerini kayırdığını-imtiyazlar verdiğini dolayısıyla kurtarıcılık, yardım vs… yapabileceklerini kabul etmek Allah’ın en nefret ettiği şirk türüdür…

12- Allah ile insanlar arasında aracılar kabul etmek bu kişiler razı olmadan Allah razı olmaz zannetmek, bu kişilerin hayattayken de  ölüyken de imdatlara yetişebileceğine inanmak şirk oğlu şirktir…

13- Allah’ın yanında dini otorite kaynakları uydurmak bir başkasının da(peygamberlere tanınan bazı durumlar hariç) dinde hükümler koyabileceğini ya da Allah’ın koyduğu hükmü kaldıra bileceğini kabul etmek şirktir…

14- Allah’ın emir ve yasaklarına aldırış etmeden kendi keyfi arzularını kutsamak hayatının merkezine futbol, para, kadın, şeyh, parti vs… yerleştirip hayatını bunları razı etmeye adamak şirktir, kafirliktir…

Hiç kimse bunları açıktan yapmaz zaten ama gizliden gizliye çok yapılıyor bizim maksadımız bir başkasını suçlamak değil kendimizi kontrol etmek olmalıdır…

Günümüzde bazı fırkalar, şirk meselesini bahane edip başkalarını suçlamaktadırlar. Böyleleri kendilerini delil yönünden zayıf gördükleri için zorbacı yöntemlere başvurup kendileri dışında kalan bütün Müslümanları dinden çıkmak ve müşrik olmakla itham etmekteler.Buda yapılmaması gereken bir davranıştır.İslama ve Müslümanlara yapılan en büyük kötülüktür.

SELAM VE DUA