VEFATININ 5. YILDÖNÜMÜNDE RAHMETLE ANIYORUZ

Şubat ayının  son günlerinde, 27 Şubat 2011’de Hakk’a yürüyen Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmeddin Erbakan, vefatının 5. sene-i devriyesinde Türkiye geneli ve çeşitli ülkelerde rahmet ve minnetle anılıyor.

Erbakan Hoca  İslam davasını kuşanarak çıktığı yolda yargılamalar, hapisler ve yasaklara rağmen yolundan dönmeyen, yılmayan ve “savunmaktan” vazgeçmeyen bir lider…Türkiye'nin yakın dönem siyasi arenasına damga vuran, milli ağır sanayi hamleleriyle hafızalarda yer edinen Milli Görüş Lideri Erbakan Hoca’nın; Gümüş Motor, Devrim otomobilleri ve pek çok bilimsel çalışmanın altında imzası bulunuyor.

Yargılamalar, darbeler, hapisler ve yasaklara rağmen ülke ve Müslüman toplumlar için büyük çalışmalara imza atan Erbakan Hoca’nın icraatları arasında; D-8, milli ve ağır sanayi, yerli motor, havuz sistemi ve denk bütçe başı çekiyor
ÇALIŞMALARI GURURLA ANLATILIYOR

‘Şehadet ayı’ olarak bilinen Şubat’ın son günlerinde, 27 Şubat’ta Hakk’a yürüyen Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmeddin Erbakan’ın, vefatının 5. sene-i devriyesinde gerek ülke, gerekse de Müslüman toplumlar için yaptığı çalışmalar hâlâ gururla anlatılıyor. 4 partisi kapatılan, 28 Şubat darbesine maruz kalan ve siyasi kariyerinin belli bir bölümünü yasaklı geçiren Erbakan’ın tarihe altın harflerle yazılan icraatlarından bazıları D-8, milli ve ağır sanayi, yerli motor, havuz sistemi ve denk bütçe...
İLK YERLİ MOTOR İMAL EDİLDİ

EN BÜYÜK SANAYİLEŞME HAMLESİ

DARBELERLE KAPATILAN PARTİLER VE 28 ŞUBAT

1970 yılında atıldığı siyasi arenada Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi ile 4 kez partisi kapatılan Erbakan Hoca, iki kez askeri darbeye maruz kaldı. İlk kapatılan partisi olan Milli Nizam’ın ardından 1973 yılında kurduğu Milli Selamet Partisi, 12 Eylül darbesi sonrasında 1981 yılında kapatıldı.

Siyasi yasaklar ve tutsaklıklarla geçen yılların ardından 1987’de Refah Partisi’ni kurarak iktidara yürüyen Erbakan’ın, yerleşik düzene diz çöktürerek Türkiye’yi şaha kaldırdığı dönemde 28 Şubat 1997’deki postmodern darbe ile önü kesildi. Cunta yargısı tarafından 1998’de Refah Partisi’nin kapatılması ile bir kez daha siyasi yasaklı olan Erbakan hakkında ayrıca ‘kayıp trilyon’ gibi uyduruk davalar açıldı.

Erbakan Hoca’nın iktidardan uzaklaştırıldığı 28 Şubat sürecinde, askeri cunta tarafından başta üniversiteler olmak üzere tüm kamu kurumlarında başörtüsü yasaklanmış, İslâmî kurum ve kuruluşlara karşı baskı ve yıldırma politikası uygulanmış, başta gazetemiz Akit olmak üzere darbe karşıtı medya organlarına karşı susturma amaçlı davalar açılmış, Müslümanlara karşı pek çok zulüm politikası hayata geçirilmişti.

Baskılara boyun eğmeyen Necmettin Erbakan, siyasi yasaklı iken bu defa İsmail Alptekin başkanlığında Fazilet Partisi’ni kurdurdu.1999’da kurulan Fazilet Partisi, yine cunta yargısına toslayarak 22 Haziran 2001’de kapatıldı. FP’den sonra yine 2001’de kurulan Saadet Partisi ise, Millî Görüş Hareketi’nin son siyasi partisi olarak faaliyetlerini sürdürüyor.


REFAH-YOL’DA MİLLETİ FERAHLATAN ZAMLAR

1996-1997 yıllarında kurulan REFAH-YOL hükümetinin Başbakanı olan Necmettin Erbakan, görevde kaldığı 11 ayda bütün siyasilere örnek teşkil edilecek çalışmalar yaptı. Bu dönemde; memura yüzde 130, asgari ücrete ise yüzde 101 zam yapıldı. Sanayi üretimi 3 katına çıktı. Tarım destekleme fonu yüzde 150 arttırıldı. Gübre desteğinde yüzde 100 artış sağlandı. Memur emeklilerine yüzde 116, işçi emeklilerine yüzde 121, Bağ-Kur emeklilerine ise yüzde 221 reel zam yapıldı.

D-8 PROJESİYLE İSLAM ÜLKELERİNİ BİRLEŞTİRDİ

¥ Necmettin Erbakan Hoca, Başbakanlığı döneminde Türkiye ile İslam ülkeleri arasındaki ilişkileri canlandırmakla kalmayarak ‘İslam Ortak Pazarı’nın ilk adımı sayılacak olan ve tüm dünyada yankı bulan İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı D-8’i kurdu. 20. yüzyılın en büyük dış politik açılımı olan D-8’de Türkiye liderliğinde bir araya gelen Müslüman ülkeler arasında, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır, İran ve Nijerya bulunuyordu.

HAFIZALARA KAZINAN SÖZLERİ

Adil Düzeni kuracağız

Irkçı emperyalistler, nasıl ki bâtıl davaları için inançla çalışıp bugünkü zulüm dünyalarını kurdularsa, bizler de cihat şuuruyla daha büyük bir gayretle bütün insanlığın iki cihan saadeti için canla başla çalışacağız. Yeniden Büyük Türkiye’yi ve ardından da yeni bir dünyayı kuracağız.

Ya bir yol açacaksın, ya da bir yol bulacaksın; dağ, taş, dere, tepe demeden Anadolu yollarında...

 Zor bir yolda yürümek mecburiyetinde olanlar, önce gönüllerinde ve zihinlerinde yol almak zorundadırlar. Evvela ‘bu yolu ben nasıl aşarım’ korkusundan kurtularak yola çıktıklarında görürler ki, hedeflenen yere gidilmiştir.

Ben bu mücadeleyi ikbal, makam, şöhret veya seçimlerde bana oy versinler diye yapmadım. Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım.
 Kaynak: Yeni Akit Gazetesi