Düzce Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan, obezitede cerrahinin tedavi standartları arasında sonuçları en iyi bilinen. kanıtlanmış yöntem olduğunu belirterek, "Süper obez hastada ameliyatın hayati riski, bir yıl içinde süper obeziteye bağlı herhangi bir komplikasyondan daha az" dedi.
"Mide küçültme, obeziteyle mücadelede en etkin yöntem" diyen Pehlivan, "Obezitede cerrahi, mevcut tedavi standartları içinde sonucu en iyi bilinen, en iyi kanıtlanmış yöntem. Maalesef henüz obeziteyi giderebileceğini düşündüğümüz sihirli hap yok, gelişmeler var, umutluyuz. Cerrahi prosedürler bazı riskler içeriyor, hap çıksa mutlu oluruz fakat mevcut koşullarda obezitenin en kalıcı ve kesin tedavisi cerrahi görülüyor. Diyet ve diğer yöntemler, cerrahiyle asla kıyaslanamayacak düzeyde" şeklinde konuştu.
Cerrahinin ilgi gördüğünü, daha fazla meslektaşının bu alana yöneldiğini anlatan Pehlivan, bunun beraberinde bazı sorunlar getirdiğine dikkati çekti.
Ameliyatın bazı riskler içerdiğini kaydeden Pehlivan, "Bu işte deneyimin çok önemli olduğunu değerlendirmek isterim. Bu prosedürlerin yürümesinde merkezin ve cerrahın deneyimi çok önemli çünkü hakikaten bu, genel cerrahi öğretisinin dışında başka bir cerrahi alanı" ifadesini kullandı.
"Ameliyat sonrası süreç önemli"
Pehlivan, obeziteyle mücadelede ameliyatın başarılı olduğu bilgisini vererek, hastalarda kabul edilebilir kilo dönüşleri olabildiğini dile getirdi.
Hastalardan yeni hayat tarzı geliştirmelerini istediklerine işaret eden Pehlivan, tüp mide ameliyatından sonra 6 ila 8 yılda yeniden kilo alma ihtimalinin yüzde 15 civarında olduğunu vurguladı.
Operasyonlarda yüzde 90 başarı sağlandığını aktaran Pehlivan, cerrahinin kıyafetlerdeki moda gibi vazgeçilmez hale geldiğini savundu.
Pehlivan, "Süper obez hastada ameliyatın hayati riski, bir yıl içinde süper obeziteye bağlı herhangi bir komplikasyondan daha az" diyerek, "Bu kişiler zaten süper obez oldukları durumda tıbbi komplikasyonla burun buruna. Toplamda ideal obez hastanın bu ameliyata bağlı hayati riski, safra kesesi ameliyatının hayati riski kadar ama riskler hastaya bağlı değişebiliyor. Net olarak şunu söyleyebiliriz, bu hastaların tamamı kendi hallerine bırakıldıklarında hayati riskleri çok daha fazla" ifadesini kullandı.
Cerrahi müdahaleyle sağlığa kavuştular
Tüp mide ameliyatı geçiren spor merkezi işletmecisi Kemal Kuruoğlu (52) da cerrahi müdahale öncesinde 155 kilogram olduğunu, operasyonla 15 ayda 78 kilogram verdiğini söyledi.
Günlük sporu aksatmadığına dikkati çeken Kuruoğlu, daha önce KOAH olduğu için ağır egzersizler yapamadığını anlattı.
Annesinin yıllarca "yeme oğlum, yeme" diye ikazda bulunduğunu belirten Kuruoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçenlerde telefonda kilomun 77 olduğunu söylediğimde 'oğlum ye, ye' demeye başladı. Annemi bu duruma getirdim. Yıllarca hep terziden giyindim, hiçbir zaman hazır alamadım. Herhangi bir butiğe ya da alışveriş merkezine gittiğimde 'bir beden ufağını alabilir miyim' demenin vermiş olduğu mutluluk var çünkü eskiden bedenime göre yoktu. Hep özel diktiriyordum. Merdivenleri ikişer ikişer çıkmak, çok güzel bir duygu. Şu anda sağlığım bundan iki sene öncekinden kat kat iyi."
DÜ Eğitim Uygulama ve Araştırma Hastanesinde görevli Röntgen Teknisyeni Safiye Şahin de daha önce 125 kilogram olduğunu, müdahalenin ardından 55 kilogram verdiğini kaydetti.
İnsanların kendisini görünce çok şaşırdığını aktaran Şahin, "Beni bana soruyorlar, 'Safiye Hanım vardı' diyorlar. Sürekli göz önünde olan bir insanım, amme hizmeti veriyoruz ve insanlar beni gördüklerinde şaşırıp, Besmele çekiyor. Bunu yaşamak çok hoş. Sporuma devam ediyorum, günde 5 kilometre yürüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
DÜ Ortopedi Fizik Tedavi Bölümünde görevli Mahmut Ali Dik de ameliyat sonrasında 54 kilogram vererek 89 kilograma düştüğünü anlattı.
Ev hanımı Fatma Kesim de obeziteyle 14 yıl mücadele ettiğini, ameliyatla 135'ten 75 kilograma düştüğünü dile getirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.