Bu vesileyle bir an için hayatımıza dışarıdan bakma ve yaptıklarımızı sorgulama fırsatını yakalıyoruz. Yeni kararlar alıyor,ruhsal ve zihinsel olarakarınmaya çalışıyoruz. Üstelik başarabildiğimizde bu arınma bağışıklık sistemimizin güçlenmesine ve daha sağlıklı kilo kontrolüne bile fayda sağlıyor. Peki yeni yılda yenilenmemiz için öne çıkan temel kurallar neler? Hangi kritik hatalardan uzak durmalı, nasıl bir yol haritası izlemeliyiz? Acıbadem International Hastanesi’nden Psikolog Yrd. Doç. Dr. Ferahim Yeşilyurt, yeni yılda yenilenmenin 10 püf noktasını anlattı, çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Sosyal medyaya kanmayın!
Günümüzde facebook, instagram ve twitter gibi sosyal medya araçlarında insanlar sürekli, güzel yemekler yiyor, güzel kıyafetler giyiyor ve sürekli güzel yerlerde geziyorlar. Oysa bu büyük bir yanılsama. Bu insanların tüm yaşamının böyle geçtiği yanılgısına kapılmayın ve kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan kesinlikle vazgeçin. Gerek sosyal medyada gerek iş hayatınızda gerekse sosyal yaşantınızda kendinizi kıyaslayacağınız kişi yine kendiniz olsun.
Gardırobunuzda giymediklerinizi dağıtın
Gardırobunuzu açıyorsunuz ve pek çok kıyafet olmasına rağmen giyecek bir şey bulamamaktan yakınıyorsunuz. Durdukça duran kıyafetler içinizi daraltıyor ama ya bir gün giymem gerekirse düşüncesi de dolabınızdan çıkarmanıza engel oluyor. Gelin zihinsel ve ruhsal detoks yaptığınız gibi, gardırobunuza da detoks yapın. Üstelik uzun süredir giymediğiniz bu kıyafetlerinizi yakınlarınızla ya da ihtiyacı olanlarla paylaşın. Evdeki eşyalar için de durum aynı. Size sıkıntı veren eşyaları, ev aksesuarlarını ihtiyacı olanlara verin. Hem rahatlayacak hem de manevi bir tatmin duyacaksınız.
Gereksiz kuruntulara kapılmayın
İnsanoğlunun en büyük endişelerinden biri ‘ya düşersem’ korkusu. Elde ettiklerini bir gün kaybedebileceği veya düştüğü zaman bir daha ayağa kalkamayacağı endişesi küçük bir sorunda bile pek çok felaket senaryosu üretmesine yol açıyor. Üstelik felaket senaryoları üretmek konusunda oldukça yetenekliyiz. Oysa bu durum hem yanlış adımlar atıp endişelerimizin gerçekleşmesine neden olabiliyor hem de elde ettiklerimizin keyfini çıkarmamızı önlüyor. Unutmayın hayat sürprizlerle dolu ve ürettiğimiz felaket senaryolarının çoğu da gerçekleşmiyor.
Anı yaşayın
Elbette yarını düşünmek gerekli ancak bu, belirsiz bir yarın için bugünü feda etmek pahasına olmamalı. Bir yanda geçmişteki hatalarımız, diğer yandan da gelecekle ilgili endişelerimiz sürekli kafamızı meşgul ederek şu anda yaşadığımız anın keyfini çıkarmamızı önlüyor. Oysa geçmiş bitti, gelecek isehiç yaşanmadı. O nedenle anın tadını çıkarmaya çalışın. Gelecekte yaşayabileceğiniz olası hastalıkları düşünmek yerine “şu anda sağlıklıyım” düşüncesini oturtmaya çalışın.
Kendinizi acımasızca eleştirmeyin
Psikolog Ferahim Yeşilyurt “Kendinizi eleştirirken olaylara bizi çözüme götürmeyen 'neden böyle oldu?’ sorusu yerine, çözüme götüren soru olan ‘nasıl?’ sorusunu sorarak yaklaşın. Sizi kısır döngüye sokacak ve özgüveninizi zedeleyecek kadar acımasızca eleştirmeyin. Hatalarınızla dalga geçmeyi de bilin ve mizahı kullanmaktan çekinmeyin” diyor.
Başarılarınızı tebrik edin
Yeni yılda yenilenmenin çok önemli bir kuralı da, bardağın dolu tarafını görmeye çalışmak. Bugüne dek hangi imkansızlıkları başardığınızı, başkalarına sağladığınız faydaları gözden geçirin. Kendinizi tebrik edin.
Pişmanlıklarınızı abartmayın
Bugüne de yaşamınızda çok önemli fırsatlar kaçırmış olabilirsiniz. Ancak maddi ya da manevi bu fırsatlar karşısında doğru hamleyi atamamış olmanız dünyanın sonu değil. Üstelik yarının ne getireceği de hiç belli olmaz. Pişmanlık çok normal bir duygu olmakla birlikte sürekli kendinize kızar ve eleştirir noktaya gelirseniz anormal ve sağlığınıza zarar verici hale gelir. Üstelik yeni fırsatları görüp değerlendirmenize de engel olur.
İzleyici değil, aktör olun
Mutlu olmak için sadece komedi programları izlemeyi bir kenara bırakmalı, yaşamın içine dalmalısınız. Mutlu olmanın formülü ‘izleyici’ değil ‘aktör’ olmaktan geçiyor. Bu nedenle televizyonda futbol maçını izlemek yerine, futbol oynayın. Saatlerce müzik programları izlemeyin, bunun yerine siz bir müzik aleti çalın. Televizyon başında geçirdiğiniz uzun saatler yerine sevdiklerinize zaman ayırın.
Teşekkür etmeyi de özür dilemeyi de bilin
Pek çok kişi teşekkür etmeye hele de özür dilemeye yanaşmıyor. Bunda, her iki eylemin de bir zayıflık olarak görülebileceği düşüncesinin yanında egonun baskın çıkması ya da karşısındaki kişinin iyi niyetini suiistimal edeceği düşüncesi de etkili oluyor. Oysa sevgi ve mutluluk nasıl paylaştıkça çoğalırsa, teşekkür etmek ya da özür dilemek de ilişkilerin daha da geliştirilmesinde yardımcı oluyor.
Bağışlamayı bilin, kin tutmayın
Psikolog Ferahim Yeşilyurt “Hiç ummadığınız bir kişiden darbe almış olabilirsiniz. Ama o kişiye karşı kin tutmanız sizi içten içe sinsice kemirecek, pozitif enerjinizi baltalayacaktır. Sağlıklı bir insan olarak hayatta her şeyle karşılaşılabileceğini bilmeli ve duygularınızı kindarlık boyutuna getirmemelisiniz. Üstelik bağışlamak bir erdem olduğu kadar size pozitif enerji de verecektir” diyor. aksaraymedya.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.