SELÇUK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜNÜ ARIYOR

İlkokuldayken  mesleğinin henüz ilk yıllarını icra eden bayan bir öğretmenimiz vardı. İşini severek ve büyük bir özveri ile yapıyordu. Her öğrenci ile tek tek ilgileniyor müthiş bir disiplinle çalışıyordu. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen o öğretmenimizin azmini hiç unutmuyorum. Bazen de kendi kendime soruyorum acaba ideal öğretmen olmak diye bir şey var mı yoksa yeni öğretmen olmanın enerji ve heyecanı ile mi ilk yıllar böyle geçiyor. O öğretmenimiz hala aynı aşkla şevkle çalışıyor mu? (Kim bilir belki emekli de olmuştur). Selçuk Üniversitesi rektörlük seçiminin gündemde olduğu bu günlerde bu soru artık cevabını bulmaya başladı. İdeal öğretmen olur!

Bildiğimiz kadarı ile 34 rektör adayı rektörlüğe talip. Kaç tanesi sahnede? Muhtemelen rektörlük seçimine ramak kala birkaç adayı parlatıp kamuoyuna gösterecekler. Muhtemelen yine kendi tanıtımını değil siyasetini en iyi yapan aday kazanacak. Seçilen aday rektörlüğü boyunca koltuğu doldurmaya, medyatik olmaya, popüler olmaya, suya sabuna dokunmamaya çalışacak, makamın hakkını verecek! Fakat bu muhterem adaylar ne vaat ediyor? Bu adayları henüz tanımakla şereflenemedik?

Her geçen gün eğitim kalitesinden yakındığımız, yüzbinlerce mezunun kuru kalabalık haline geldiği ülkemizde artık meşaleyi yakacak bir eğitimciye, bir yöneticiye, hasılı bir lidere ihtiyacımız var. Fakat milli eğitim bakanlarımız dahil her değişimde yeni metotlar ortaya koyuyor ama sonuca ulaşılamıyor. İş ilanlarının meşhur maddesi var “sonuç odaklı olmak”. İşte biz bunu beceremiyoruz. Sadece deneme yanılma yolu ile yeni formüller arıyoruz. Geliştirdiğimiz formüllerin sonunu getiremiyoruz.

Rektörlük seçiminin yaklaştığı şu günlerde öyle bir adayımız var ki bütün enerjisi, ufku, vizyonu ve birikimiyle akademik camiaya adeta rol model oldu. Eğitim sistemimizin açıklarının farkında olan adayımız bu yaraya neşter vurdu. Nerede hata yaptığımızı, nerelerde eksik olduğumuzu ortaya koydu. Buna bağlı olarak da nasıl telafi edilebileceğinin de reçetesini bizlere sundu. Teorik eğitim ile uygulamalı eğitimin nasıl entegre edileceğini, mezunların nasıl iş hayatına atılacağını, öğrencilerin hayata nasıl hazırlanacağını adaylık sürecinde hep anlattı, anlatıyor. Kendisi de bizzat mezunlarının feedbackini takip ediyor ve bunu bir üniversite kültürü haline getirmeyi vaat ediyor. Sadece yol gösteren değil bir lider olarak yol açan tutumuyla eğitim dünyamıza ışık tutuyor.

İdeal bir rektörün, yöneticinin, akademisyenin nasıl olması gerektiğini, ideal bir eğitim ve yönetim anlayışının nasıl olması gerektiğini ifade etti. Zaten kendi branşında otoritesi kabul edilen adayımız enerjisini etrafına yaymaya devam ediyor. Kariyerinin zirvesinde olmasına rağmen mesleğine bugün başlamış gibi bütün heyecanıyla ve enerjisiyle yorulmadan mesleğini icra ediyor. Öyle umut ediyoruz ki kazanması durumunda Türk eğitim sistemine yön veren başarılı uygulamaları ile hafızalara kazınacak. Gelecek için umut verecek. “Reklam Hocası” Sayın Prof. Dr. Hüseyin ALTUNBAŞ hocamıza adaylık sürecinde başarılar diliyoruz.