Ramazan’ın son haftası izinli olduğum için, Eskil, Eşmekaya ve Sultanhanı bölgesini gezdim. Tabi hasat dönemi olduğu için mahsullerin ne kadar çıktığı ile ilgili birçok çiftçi ile görüşme fırsatı buldum.
Fakat konuştuğum birçok çiftçiden aldığım cevap bölgenin, pekte iç açıcı bir durumda olmadığını öğrendim.
Çiftçilerden edindiği bilgi;
Bu sene arpa olmadı, kurak geçti sular çekildi yağmurlama suyu basmadı,
Başka biri mahsul zayıf kuyu suyu kurtardı. Suyu geciktirdik olmadı,
Ayçiçek sulayacağız kuyuda su bitti ne yapacağız bilmem,
Bir başkası ineği çoğaltmamız lazım su bitiyor tarla işi son bulacak diyor.
Tuz gölüne gittim o zaten bitmiş belli bölgelerde çok az su var, flamingo cenneti deniliyordu. Flamingo göremedim. Yakında yetkililerin dillendirdiği gibi tuz gölünün zemini tarım ovasına yer altından kayarsa tarım ovası dediğimiz bölgede hiçbir mahsul bitmeyebilir.
Genel olarak bakıldığında bölgede su hem vahşice “biteceğini bile bile” kullanılmaya devam ediyor. Hem de bir tedirginlik var.
Tabi bu ülkenin;
Bir devleti, bir hükümeti var,
Bölgenin valileri, tarım ile ilgili kuruluşlar daha bir çok kurum ve bu konuyu bilen bir çok ilgili var. Benim bildiğimi onlarda biliyordur. Fakat ne hikmetse son 20 yılda su, her yıl azalıyor. Çözümü için en ufak bir çalışma yok varsa da biz bilmiyoruz.
Bölge halkı bir kısmı bu konunun çözümü için mavi tünel yada Kızılırmak tarafından ovaya su akıtılması gerektiğini, yer altı suları kullanılmadan tarım arazileri sulanırsa yer altı sularının eski seviyesine geleceği düşünüyor.
Sonuç olarak bölge bizim sadece kendimizi düşünmeyelim bizden sonra o bölgede çocuklarımız torunlarımız yaşayacak onlara da su ihtiyacı olacak onları da düşünelim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.