Geçtiğimiz Çarşamba günü sabah namazından sonra Urfa’ya gitmek üzere yola çıktık. Bulanık bir havada yolculuk yaparken, Tarsus girişinde başlayan yaz başlangıcı sırtımızı ısıtmaya başladı. Tabi Adana’ya uzandıkça sıcaklık biraz daha kendini gösterdi. Bizim bir ay sonra yaşayacağımız tarım ve arazi yeşillikleri kendini gösteryor. Yol boyu Urfa’ya kadar kendini gösteren güzellikler neşemizi açıyor.
Bundan üçbeş sene öncesine kadar göremediğimiz muazzam otoyollar yolculuğunuza keyif katıyor. 8 saatlik yolculuktan sonra Urfaya giriş yapıyoruz. Urfa sanki ikiye ayrılmış, eski Urfa yeni Urfa olmuş. Malumunuz eski Urfa tarihi mekan olması nedeniyle sit alanı ve yeni yapılaşma koruma kurulunca yasaklanmıştır. Ama urfa sağ ve sola doğru iki ayrı bölgeye yeni yapılanma nedeniyle mükemmel yerleşim alanları oluşmuş.
Tarih kokan eski Urfada biraz dolaştıktan sonra Urfanın meşhur ciğerinden tattık. Gittiğimiz ciğerci kenar kuytu bir yerdi. İçeriye girdiğimde duvarlara bir baktım, ne kadar meşhur ve ünlü Urfaya geldi ise buraya uğrayıp ciğer yemişler. Demekki Urfanın meşhur ciğercisine uğramışız.
İkindi üzeri Muşlu muhterem hoca efendi Molla Muhammedi ziyaret ederk sohbet etme imkanı bulduk. Akşam yemeğinde çok lezzetli ama tatlısında bile acı kullanılan Urfada acılı bir Patlıcan türlüsü ikram edildi.
Daha sonra hoş bir sohbetten sonra sohbet bizi dinlendirdi. Sohbete akşamda devam edildi, inanın böyle bir muhterem hoca efendiyi dinlemek insana çok haz veriyor. Hele, “ ben ne tarikatçıyım, ne nurcu, ne vakıfcı, ne şucu ne bucuyum. Benim sağ elimde Kuran, Sol elimde Hadis, ortada İcma ümmet ve Risale-i nur var ben buna inanırım benim hizmetim bunlar. Ben cucu, mucu gibi işlerden anlamam” demesi mükemmel bir mesajdı.
Uykudan sonra sabah namazının ardından ufak bir uyku ve sonra sohbet ve hocafendiden izin alıp ayrılıyoruz. Burada edindiğim intiba ve ses kaydını zaten sizlerle paylaştım. Tekrar eski urfaya indik doğruca Halil İbrahim dergahına indik. Burada Üstat Bediüzzamanın da kabrini ziyaret edip bu mekandan Balıklı göle geçtik.
Balıklı göl ve Halil İbrahim dergahı çevresi gerçekten benim en son ziyaretimden sonra çok değişmiş ve güzelleştirilmiş. Dergahın karşısına yapılan yeni yapılar eski yapılara uygun bir şekilde yapılarak Mancır tepesinin karşısını güzelleştimiş.
Buradan kapalı çarşıya geçerek ufak tefek hediye almak üzere kapalı çarşıyı dolaştık. Urfaya has ne kadar yöresel ürünler varsa burada sergilenmiş. Eğer yolunuz Urfaya uğrarsa mutlaka bu kapalı çarşıyı gezin dolaşın.
Urfada gördüğüm bir güzellik ise gece sabaha kadar açık olan yerlerin olması. Lokanta ve alışveriş yerlerinin açık olması. Sanki bizim Aksarayda terör var, ilk akşamdan heryer kapanıyor. Gece ihtiyacınız olsa giderecek açık yer yok. Valla kimse kusura bakmasın bana Urfa bizden daha güvenli geldi. Birde insanları o kadar tatlı dilli arap şivesi ile cana çok yakınlar, hürmette hiç kusurları yok.
Urfadan ayrıldık ve Gaziantepi gezdik, dolaştık. Bazı vatandaşlarla konutum kimse Belediye Başkanı Fatma Şahinden menmun değil. Ama Urfada çok güzel çalımalar olmuş, her yer yemyeşil ve çiçelerle donanmış.
Size bugün bir urfa serüveni ve gezisini aktardım. İnşallah yarın referandum değerlendirmesi yaparız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.