VAKTİN KIYMETİNİ BİLMELİYİZ
İnsan ömrü üç konaktan ibarettir. Bu konaklar çocukluk, gençlik ve ihtiyarlıktır. Ömür, ebediyet yolculuğumuzda tek sermayedir. Zamanı boş yere harcayıp zayi etmek, bir daha elimize geçmeyecek olan bu sermayeyi israf etmektir.
Her kim insanların hallerini ve durumlarını yani geçirdiklerini ömürlerini ve vakitlerini düşünecek olursa şunun ile karşılaşır ki o da; İnsanların büyük bir kısmının vakitlerini boş işlerle zayi etmeleridir, vakit bolluğundan ve ömrü güzel bir şekilde kullanma nimetinden mahrumdurlar.
Ünlü bilgin Amr bin Abdülkays’a bir gün birisi gelir. Asıl niyeti eğlenip hoş vakit geçirmektir. Onun yanlış maksadını anlayan bilgin, ‘’Güneşi durdur’’ der. Adam şaşırır. Sonra bilgin şöyle devam eder:
‘’Güneşi durdur ki seninle birkaç dakika çene çalayım. Zaman çok önemli, zaman geçti mi bir daha geri getiremeyiz. Bu hiçbir şeyle karşılanamayacak bir zarardır. Çünkü her zamanın kendine mahsus bir işi vardır.’’
Şunu diye biliriz ki insanların çoğunluğu vakitlerini ve hayatlarını kendilerine faydası dokunmayacak olan boş işlerle zayi ediyor, şüphesi her dakika hatta her an ömürden gidiyor, insanı dünyadan uzaklaştırıp kabre ve âhirete yaklaştırıyor. Hal böyle iken insan nasıl olurda âhireti unutup dünya ya bu kadar bağımlı olabilir.
Vakit hayattır, ömrün aslıdır, şüphesiz vakti muhafaza etmek bütün hayrın başıdır, onu zayii etmek de her şerrin başlangıcıdır. Müslüman’ın hayatında vaktin çok önemli ve kıymetli yeri vardır. Müslüman’ın vaktini idrak etmesi koruması ve nasıl değerlendireceğini bilmesi gerekmektedir.
Allah(c.c)’u teâla dan hayırlı uzun ömür, güzel amel ve iyi bir şekilde istifade edebileceğimiz vakit ile rızıklandırmasını niyaz ederiz. Şüphesi O verenlerin en hayırlısıdır..
insan bir şeyin kıymet ve önemini bilirse onu kaybetmemek ve zayi etmemek için özel gayret sarf eder. Müslüman vaktinin kıymet ve önemini idrak edecek olsa ona sımsıkı sarılır ve Rabbine kavuşmak için vakti fırsat bilir. İbni kayyim el cevziyye (r.a) bu gerçeği şu şekilde açıklar: “Hakikatte insanın vakti onun ömrüdür, vakit iyi değerlendirildiği zaman ebedi hayatta insanın yardımcısı kötü kullanıldığı zaman sıkıntısıdır.”
Her kimin hayatında her an Allah (cc)’ile olursa; onun hayatı ve ömrü Allah(cc) içindir, böyle bir kimse de hayatından dolayı hesaba çekilmez. Her kimin de hayatı gaflet, sapıklık ve isyan içinde olursa, o kimsenin de ölmesi yaşamasından daha hayırlıdır.
Zamanın şerefini ve vaktin kıymetini bilen insan bir an bile olsa Rabbinden gafil kalamaz, aynı zamanda bu vakitte sözlerin en güzeli ve amellerin en hayırlısı ile meşgul olur, şüphesiz insan cüz-i iradesi dahilinde kötü işleri yapmaktan aciz olmadığı gibi hayırlı işleri yapmaktan da aciz ve yoksun değildir.
Muhakkak Allah(cc)’u teâla Kuran-ı Kerim’in bir çokyerinde Vakte yemin etmektedir. Allah’u (cc) teala şöyle buyurmaktadır.
Her yeri kapladığın da geceye, ortaya çıkıp belirdiğinde gündüze yemin olsun, fecre ve on geceye yemin olsun, duha ya ve geceye yemin olsun, Asra yemin ederim ki insan hüsrandadır.”
Allah(cc)’u teala’nın bir şey üzerine yemin etmesi ona verdiği kıymeti ve önemi belirtmektedir. Nitekim Efendimiz (sav) Hadis-i şeriflerinde defalarca vaktin önemini, kıymetini ve ahiret günü zamandan hesaba çekileceğimizi bizlere haber vermiştir. Muaz bin cebel (ra) dan rivayetle Efendimiz (sav) Şöyle buyurmaktadır.
“Kıyamet günü şu dört hususun hesabı sorulmadan kul ayağını bile oynatamaz: Ömrünü nasıl geçirdiği , Gençliğini nerde harcadığı , malını nasıl kazandığı ve nerelere infak ettiği , öğrenmiş olduğu ilmi ile ne amel ettiği.”
Efendimiz (sav) bir başka Hadis-i Şeriflerinde şöyle haber vermektedir. “ Şüphesiz ki vakit nimeti Allah’uTealanın kulları üzerinde ki nimetlerinden bir nimettir, kula gereken ise kendisine verilen bu nimete şükretmesidir.” Vakit nimetinin şükrü o vakitte Allah’a (cc) itaat etmekle olur. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır.
“ İki nimet vardır ki insanların çoğu o ikisi hususunda aldanmışlardır. Onlar: Sıhhat ve boş vakittir.”
İnsanın hayatının tamamını mahveden ve kurtulması çok zor olan en büyük afetlerden biri de vakti öldürmektir.
Gaflet : İnsanların hayatını mahveden, vakitlerini öldüren ve hislerini yok eden en büyük tehlike muhakkak ki gaflettir. İnsanının Dünya’da ve Ahirettemutluluğa erişebilmesi için gafletten kurtulması gerekmektedir.
Bu günün işini yarına bırakmak : Bu günün işini yarına bırakmak vakti yok eden ve ömrü öldüren bir sorundur. Müslümanlardan çoğu bunu prensip edinmiş ve bu hastalığın içine düşmüş bulunmaktadır. Hasan Basri(r.a) şöyle demiştir: “ Bu günün işini yarına bırakmaktan sakın senin için bu gün vardır, yarın belli değildir.”
Kime sorsanız zamanın darlığından şikâyet eder. Halbuki bir baksa, kendine bir muhasebe yapsa, ne kadar zaman israfı içinde olduğunu anlar.
Bu günün işini yarına bırakmaktan sakın çünkü yarına kadar yaşama garantin yoktur. Şunu bil ki her günün ve vaktin kendi işleri vardır. Özellikle ibâdetlerde bu günün işini yarına bırakmak ibadetlerin terkine, nefsin heva ve hevesine uymaya sebep olur.
Müslüman’ın hayatında boş vakti yoktur.Zamanıverimli kullanmanın yolu, planlı ve programlı yaşamaktan geçer.
Selam ve dua
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.